Koç Üniversitesi ve KONDA işbirliğiyle gerçekleştirilen TEBA araştırmasının ekim ayı sonuçlarına göre, yıllık enflasyon beklentisinde önemli bir gerileme kaydedildi. Yapılan analizler, tüketicilerin enflasyon oranlarına ilişkin öngörülerinin 2 puan azaldığını gösteriyor. Bu durum, ekonomik iyileşme ve fiyat istikrarına yönelik olumlu sinyaller olarak değerlendiriliyor.
Enflasyon, ekonominin genel sağlığı üzerinde doğrudan etkiye sahip bir unsur olduğundan, bu tür beklentiler piyasalarda da önemli bir rol oynuyor. Azalan enflasyon beklentileri, tüketici güvenini artırabilir ve harcamaların artmasına yol açabilir. Ayrıca, yatırımcılar için de daha stabil bir ekonomik ortam sağlanmış olur.
TEBA araştırmasının bulguları, ekonomik göstergelerdeki değişikliklerin yanı sıra kamu politikalarının etkisini de yansıtmakta. Alınan önlemler ve izlenen politikalar, enflasyon oranlarının düşmesine katkı sağlamakta ve bu durum, ekonomik büyümeyi destekleyici bir etki yaratmaktadır.
Sonuç olarak, Koç Üniversitesi ve KONDA'nın sağladığı bu veriler, enflasyon beklentilerindeki olumlu gelişmelerin, genel ekonomik görünüm üzerindeki olumlu yansımalarının önünü açabileceğine işaret ediyor. Ekonomistler, bu trendin devam etmesi halinde, uzun vadeli ekonomik istikrarın sağlanabileceğini öngörüyor.
Türkiye Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi (TEBA) Ekim ayı sonuçları, hanehalkının yıllık enflasyon beklentisinin bir önceki aya göre 2 puan düşerek yüzde 107 seviyesine gerilediğini göstermektedir. Koç Üniversitesi ve KONDA işbirliğiyle gerçekleştirilen bu anket, Türkiye'deki enflasyon beklentileri hakkında önemli veriler sunmaktadır.
Ankete katılan hanehalkının yılsonu enflasyon beklentisi de Ekim ayında bir önceki aya göre 2 puan düşerek yüzde 92’ye ulaşmıştır. Ayrıca, Ekim 2025’e kadar olan 12 aylık süreçte enflasyon beklentisi yüzde 96 seviyesinde sabit kalmıştır.
TEBA'nın Ekim ayı raporunda, yıllık ve yılsonu enflasyon beklentilerinde Eylül ayındaki düşüş eğiliminin devam ettiği belirtilmektedir. Ancak, 12 aylık enflasyon beklentileri bir önceki ay ile aynı seviyede kalmıştır. Bu durum, genel olarak hanehalkının enflasyon beklentilerinin dağılımında sağa çarpık bir görünüm sergilediğini gösteriyor. Yani, yıllık enflasyon beklentisi yüzde 107’den düşük olan hanehalkı sayısı, daha yüksek beklentilere sahip olanlardan fazladır. Buna karşılık, 12 ay ileriye yönelik enflasyon tahminleri için ortalama değer, medyan değerden düşük olup sola çarpık bir dağılıma işaret etmektedir. Bu da, 12 aylık enflasyon beklentileri yüzde 96’dan düşük olanların sayısının, yüksek olanlardan daha az olduğunu göstermektedir.
Anket sonuçlarının önemli bir boyutu, katılımcılar arasında enflasyon beklentilerine ilişkin görüş birliğinin artmasıdır. Çeyrekler arası açıklık (IQR) değeri, 12 aylık enflasyon beklentileri için bir düşüş göstermiştir; bu da katılımcıların enflasyon tahminleri hakkında daha fazla fikir birliği içinde olduğunu göstermektedir.
Enflasyon Beklentilerini Şekillendiren Faktörler
TEBA anketinde bu ay katılımcılara enflasyon beklentilerini hangi kriterlere göre oluşturduları sorulmuştur. Sonuçlar, en belirgin faktörün katılımcıların kendi deneyimledikleri fiyatlar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bulgu, Eylül ayındaki anket sonuçlarıyla da tutarlıdır. Döviz kurlarındaki değişimlerin enflasyon beklentilerini etkilediği gözlemlenirken, ekonomi yönetiminin yorumlarının etkisinin daha sınırlı olduğu görülmektedir. Ayrıca, son dönemdeki kamu tasarrufları konusu da katılımcılar üzerinde görece az bir etkiye sahiptir; katılımcıların yalnızca yüzde 8'i bu faktörü dikkate aldıklarını belirtmiştir.
Enflasyon Beklentilerinin Tüketici Davranışlarına Etkisi
Anket, enflasyon beklentilerinin hanehalkı davranışlarını nasıl etkilediğine dair önemli bilgiler sunmaktadır. İktisat literatüründe, enflasyon beklentilerinin talebi nasıl etkilediğine dair çeşitli bulgular mevcuttur. Genel olarak, enflasyon beklentisi düştüğünde reel gelirin artacağı düşüncesiyle dayanıklı tüketim mallarına harcamaların artması beklenmektedir.
Ancak, TEBA anketinde tersi bir davranış gözlemlenmektedir: enflasyon beklentisinin artması durumunda, katılımcılar harcamalarını öne çekmeyi tercih etmektedir. Anket katılımcılarının önemli bir bölümü, enflasyon beklentilerinin artması halinde bozulmayacak ürünleri stoklama, dayanıklı tüketim mallarına olan talebi artırma ve borçlanma yönünde tercihlerde bulunduklarını belirtmişlerdir. Bu durum, beklenen enflasyon artışı ile birlikte reel ücretlerde bir düşüş beklentisinin uyumlu olduğu şekilde ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, enflasyonda beklenen artışın tasarruflardaki reel getiri beklentisini düşürmesi, talebin öne çekilmesini destekleyen bir başka ekonomik mantıktır.
Ankete katılanların önemli bir yüzdesi (yüzde 42), enflasyon beklentilerindeki artışa karşı alım güçlerini korumak amacıyla kredi kartı veya taksitle ödeme yöntemlerini tercih ettiklerini ifade etmiştir. Bu durum, hanehalklarının enflasyona karşı geliştirdikleri stratejik yaklaşımın önemli bir göstergesi olarak öne çıkmaktadır.