EMEK HABER ÖZEL / Uzun süredir ve Et ve Süt Kurumu tarafından uygulanan yanlış politikaları anlatıp duruyoruz. 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişiklik sonrasında yönetim kurulu üyelerinden birisinin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın temsilcisi olma zorunluluğu kaldırıldı. Daha açık ifadeyle KİT yönetim kurulu üyeliklerine atama yapılmasında konu uzmanı olma ve kurumların temsil yetkisi kaldırıldı. Bu nedenle de Hazine ve Maliye Bakanlığını temsilen göreve getirilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
703 sayılı KHK öncesinde Yönetim kurulu üyelerinden; ikisi ilgili bakanın, biri Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakanın, ikisi teşebbüs genel müdür yardımcıları arasından ilgili bakanın teklifi üzerine ortak karar ile atanmaktaydı.
Yine önceki düzenlemeye göre Teşebbüs yönetim kurulu üyeliklerine atanacakların, Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip, yüksek öğrenim yapmış ve teşebbüsün faaliyet alanı ile ilgili idari ve mesleki ihtisasa sahip olmaları şarttı.
Ancak, ilgili bakanın teklifi üzerine atanan üyelerden birinde idari veya mesleki ihtisasa sahip olma şartı aranmamaktaydı.
Gelinen noktada Et ve Süt Kurumu yönetim kurulu üyelerinden birisi Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı Hasan Davulcu, diğeri de Bakan Yumaklı’nın başdanışmanı Mücahid Taylan.
MÜCAHİD TAYLAN'IN ÖZGEÇMİŞİNE AÇIK KAYNAKLARDAN ULAŞILAMIYOR!
Mücahid Taylan’ın özgeçmişine açık kaynaklarda rastlayamadık. Başdanışman olduğuna göre mutlaka kritik bir özelliği vardır herhalde. Biz de kalkmış adamın özgeçmişini araştırıyoruz. Sanki çok da önemli.
Gelelim Hasan Davulcuya. Hasan Davulcu’nun özgeçmişine açık kaynaklardan ulaşamadık. Ancak Ak Parti’nin ilk yıllarında Amasya Milletvekili Akif Gülle’nin danışmanı olduğu daha sonra da istisnai kadrodan Tarım ve Orman Bakanlığında memuriyete sınavsız olarak başladığını biliyoruz.
Hiçbir müfettişlik geçmişi olmamasına rağmen Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı olarak atanması da takdire şayan bir beceri olarak karşımıza çıkıyor.
Davulcu'nun Et ve Süt Kurumunun faaliyet alanıyla ilgili hiçbir deneyimi olmamasına rağmen yönetim kurulu üyesi olarak atanması da dikkatlerden kaçmamaktadır. Liyakatin yerine sadakatin geçtiği bir ortamda siz de neden bahsediyorsunuz diye bilirsiniz.
Gelinen noktada ise hiçbir konuda itiraz etmeyen bir yönetim kurulu oluşturulunca ortaya da güllük gülüstanlık bir durum çıkıyor. İthalatla gelsin büyükbaşlar gitsin küçük başlar. Üreticiler ölmüş mü kalmış mı kimsenin umurunda olmaz.
Sahi Et ve Süt Kurumunda Davulcu’nun ne işi var?
Hangi uzmanlığı buraya atanmaya uygun? Soruları çoğaltabilirsiniz. Biz yönetim kurulunun önemli bir fonksiyon icra ettiğini ve uzmanlık gerektirdiğini düşünüyoruz. Bazen bilmeden çok büyük çamlar devrilebilir. Biz uyaralım da uyarmayan olmadı demeyin.