İşveren hangi sendikaları sever?

Abone Ol

****Yılın sonuna geldik. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025'te geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk toplantısını 10 Aralık'ta yapacak.

****Memurların da zamları Ocak Ayının ilk günlerinde belli olacak. Emeklilerin zamları ne olacak? İşveren ne verirse o kadar. Hatırlayalım hükümet memura verilen 8.077 lira seyyanen zammı memur emeklisine vermedi. Seçimden önce ne dediler, sonra ne yaptılar değil mi?

****İğneyi kendimize sonra çuvaldızı ele batıralım. Hepimiz görüşmelerin sonucunu biliyoruz… 

Öncelikle şunu belirteyim. Sendikacılıkta önemli olan konuların başında herhangi bir iş kolunda yetkiyi alabilmek gelir. O nedenle üye sayısı hangi sendikanın fazla ise o, yetkili sendika olur.

Bugün ülkemizdeki sendikacılık neden geriye doğru gidiyor?

37 başlıkta kıdem tazminatıyla ilgili bilinmesi gerekenler! 37 başlıkta kıdem tazminatıyla ilgili bilinmesi gerekenler!

****Kamuda, iktidara yakın sendikaya üye olmadığınızda;

*Üst düzey yönetici olamazsınız,

*Yurt dışına görevlendiremezsiniz,

*Tayin isteğiniz bile yerine gelmez…

Sendika Başkanı ve yönetimleri her zaman hedeflerine ulaşmadıkları halde bile başarılı olduklarını açıklarlar.

Başarısızlık varsa suçlu üyeler veya iktidar baskısıdır. Başka hatalı yoktur. Üstelik başkan ve yönetim her zaman haklı ve başarılıdır.

Sendikalarda demokrasi var mıdır? Oda yoktur. Üyelere söz hakkı bile verilmez. Başkan ve yönetim haklı eleştirileri duymak istemez. Sadece başkan konuşur. Seçimde üyelerin, seçilecek yönetim için hazırlanan liste ile ilgili konuşma yetkisi var mıdır? O da yoktur. Listeyi son anda görürler. Sendikayı temsil edemeyecek kimseleri listede görünce ne olduğunu bile anlamazlar.

****Daha önce Sendika 4.0 ile ilgili bir çalışma hazırlamış ve sendikalarla paylaşmıştım. Sonra sendikalarda 4.0 sesleri çıktı. Aynı televizyonlardaki reklamlar gibiydi. Sonra reklam bitti.

****Sendika 4.0 ilk adımı; Sendikacılık ruhlarla değil, akıllı ve kaliteli takım oyuncular, akıllı ve kaliteli takımlar, akıllı ve kaliteli yöneticilerle başlar..

**Gelişmiş ülkelerde, geleneksel sendikacılık bitti. Zihniyet değişti. Liyakate önem veriliyor. Yapısal reformlarını gerçekleştirmişler. En önemlisi artık memurun ve işçinin arka bahçesidirler. Kaliteli ve akıllı üyeler, kaliteli ve nitelikli yöneticileri seçerler. Talimatla iş yapılmaz. İşverenin arka bahçesi olmazlar..

*Yetkiyi kaybetmiş bir sendikada başkanı ve yönetimi seçimi beklemeden başarısız olduk diyerek istifa ederek görevden ayrılırlar. Biz de ise bunlar bırakın ayrılmayı, 20-25 yıl görevde kalırlar.

*Bir sendikanın başkanı milletvekili adayı oluyor. Sendikasının duvarına işverenin resmini neden asar?

*Bir sendika, maaş promosyonu ile teklifler toplar. En yüksek bankanın teklifini kabul etmez neden daha düşük veren bankanın teklifini kabul eder? Üyelerini neden hüsrana uğratır? Bir yerlerden talimat almış olabilirler mi?

*Bazı sendikalar yönetim listesini yakın oldukları siyasi partiye neden gösterir? Seçime girerken listede onay almayan bir kişi varsa seçim neden iptal edilir?

****Aslında memur sendikalarında en büyük sorun, üye aidatlarının işveren yani hükümet tarafından ödenmesidir. İşveren aidatı ödemezse üyelerin çoğu ekonomik durumdan dolayı üye aidatını ödeyemez. Anında istifa eder. Memur sendikası diye bir şey kalmaz.

Sendikalaşmak neden önemli? Sendikalı olmanın avantajları nedir? Sendikalaşmak neden önemli? Sendikalı olmanın avantajları nedir?

****Herkese soruyorum Böyle sendikacılık olur mu?  Milletten alınan vergiler ile memurun aidatını ödemek doğrumu?

****Sendikalar, “Toplu Pazarlık Masasına” oturmadan, istediklerini özellikle ücretleri açıklarlar. Sonra işveren ne teklif ediyorsa tamam deyip toplu sözleşmeyi imzalarlar. Bazı sendika benim imzam yok der? Bazıları masadan anında neden kalkar? Çoğu eylem bile yapmaz. Bunun nedeni koltuk veya saltanat sevdası olabilir mi? Talimatla listeye girmiş veya verilen talimatları yerine getiriyor olabilir mi?

****Sendikada önemli olan hedef, yetkiyi almaktır. Bu konu sendikaları ne kadar ilgilendiriyor?

Bu nedenlerden, ülkemizde sivil toplum kuruluşlarına kimse üye olmuyor. Üye olanda yukarıda anlattığım nedenlerden oluyor. Herkes kaderine razı. Böyle olunca sistem değişmiyor.

**Hâlbuki gelişmiş ülkelerde bir kişi en az beş sivil toplum kuruluşuna üye, hesap soruyor ve yönetimde yer alıyorlar.

**Ülkemizde ise bu güvensizlikten, yapılan yanlışlıklardan, başarısızlıktan dolayı artık beş kişi bir sivil toplum kuruluşuna üye değildir.

Böyle olunca çiftçinin, memurun, işçinin ve tüketicinin sesi duyulmuyor. Bu kimlerin işine geliyor?

****Sendikalar artık;

*Daha yüksek ücretler, daha iyi ek haklar ve daha güvenli çalışma koşulları talep ettikleri için sık sık manşetlerde yerlerini almalılar.

*Sendikalar, işveren ile pazarlık yapma yeteneklerini güçlendirmek için kolektif bir ses kullanan bir grup olmalılar.

*Sendikalar, hangi yasalardan sorumlu olduklarını iyi bilmelidir. Hazırlayacakları düzenlemelerin taslaklarını hükümete vermeli ve yasalaşmasını sağlamalıdırlar.

*Sendikaların, kuvvetli lobileri ve politik güçleri olmalıdır.

****Toplu pazarlık masasında talimat almadan, memur veya işçi sendikası olduklarını unutmadan pazarlık yapılmalı ve mücadele verilmelidir.

 **Sendikalar yoksulluğu ve ücret farklarını azaltır. Rekabetçi istihdam koşullarını teşvik eden taşma etkileri nedeniyle faydaları sendika üyelerinin ötesine, sendikasız işçilere kadar uzanır. Belki de mutluluğun daha fazla sendikalı ülkelerde, daha yüksek görünmesinin nedeni budur.

****Ne yapmalı?

Tüm olumsuzluklara rağmen sivil toplum kuruluşlarına üye olunmalı, hesap sormalı, yönetimlerde yer alınmalıdır. Siyasi bir partinin arka bahçesi gibi çalışmaları önlenmelidir. Başarısız olanlar gitmiyorsa seçimlerle uzaklaştırılmalıdır. Oturdukları yerin babalarının malı değil, çiftçinin, memurun, işçinin, tüketicinin yani çalışanların ve üretenlerin yerleri olduğunu hatırlatılmalıdır. Oraların saltanat sürme yeri değil hizmet yeri olduğunu unutturulmamalıdır.. İş yapacak, sorun çözeceklerse otursunlar. Yoksa ilk seçimde gönderileceklerini bilsinler.

****Bir elin nesi var, iki elin sesi var. O nedenle birleşmeli ve el ele verilmelidir.

Kuvvetli lobisi, politik gücü olan sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların daima kazanacağını unutmayalım..

****Sendikalarla ilgili haklı eleştiriler nedeniyle, sendikalara haklı olarak üye olmayanlar var. Ekonominin durumu ortadadır. Bunun sorumlusu çalışanlar değildir. Ekonomide yanlış ve geç karar alanlardır. Fatura neden çalışanlara çıkarılsın ve açı reçete ödettirilsin… Buna da birlikte karşı çıkılırsa sonuç alınır.  

**Ayrıca çocuklarımız, torunlarımız ve ülkemiz geleceği için üye olmak zorundayız. Çocuklarımıza,  çok büyük bedel ödeyeceğiz bir ülke bırakıyoruz. Her şeye rağmen daha az bedel ödemeleri için bu çorbada hepimizin tuzu olmak zorundadır.

****Ne yapmalıyız? Sivil toplum kuruluşlarına örneğin sendikalara üye olmalıyız. Dürüst, doğru, çalışkan, ahlaklı, terbiyeli, disiplinli, üyelerinin çıkarlarını ön planda düşünen, çalışan başkanları ve yönetimleri iş başına getirmek zorundayız..

****Bugün işverenlerin, bugünkü sendikacılığı, sendika başkanlarını ve yönetimleri neden çok sevdiğini anladık değil mi?

****Son söz; “Bu sistem hızla değişmeli”…