Son yıllarda işyerlerindeki hareketlenmelerle birlikte sendikacılık konusu yeniden gündeme geldi. Özellikle genç işçiler arasında sendika kavramı ve işlevi hakkında farklı görüşler ortaya çıkıyor. Birçok genç işçi, sendikanın ne olduğu ve ne işe yaradığı konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Bilgili olanlar ise sendikanın eskiden düşünüldüğü gibi işçilerin haklarını koruyan bir güç olmadığını, hatta bazı durumlarda işlerin daha kötüye gitmesine neden olduğunu düşünüyor.
Bu durumun birkaç nedeni var. Birincisi, genç işçilerin büyük bir kısmı ülkede büyük yankı uyandıran ve işçi sınıfının birliğini gösteren geniş çaplı bir mücadeleye tanık olmadı. 2015'teki büyük metal direnişi gibi olaylar, genç işçilerin birçoğu için çok uzak bir geçmişte kaldı. O dönemde bile sendika tartışmaları yaşanmıştı ve bazı işçiler sendika yerine kendiliğinden örgütlenmeyi tercih etmişti.
İkincisi, sendikaların işlevleri ve yöntemleri zamanla değişirken, bu değişimler genç işçilere yeterince anlatılamıyor. Sendikaların bürokratik yapısı, üyelerin taleplerine yeterince cevap verememesi gibi sorunlar, genç işçilerin güvenini sarsıyor. Üçüncüsü, ekonomik koşulların zorlaşması ve iş güvencesinin azalması, genç işçileri daha bireyselci ve kısa vadeli düşünmeye itiyor. Sendikaların uzun vadeli hedefleri ve kolektif mücadele anlayışı, genç işçilerin beklentileriyle örtüşmeyebiliyor. Tüm bu nedenlerden dolayı, genç işçiler arasında sendika karşıtı veya sendikaya kayıtsız bir tutum yaygınlaşmaya başladı. Bu durum, işçi sınıfının güçlenmesi ve haklarının korunması açısından ciddi bir sorun.
SENDİKAL FAALİYETLERİN ÖNEMİ
Genç işçilerin sendikalara olan ilgisizliğinin önemli bir nedeni, sendikaların bugünkü işleyişidir. Birçok genç işçi, sendikaların işçi hakları yerine patronların çıkarlarını koruduğunu düşünmektedir. Bu algının oluşmasında, sendikal bürokrasinin devlet ve patronlarla yakın ilişkileri ve sendikaların şirket gibi yönetilmesi etkili olmaktadır.
Geçmişte sendikalar, işçilerin doğrudan kontrolünde ve işçi mücadelesinin merkezindeydi. İşçiler, sendikaların taleplerini belirler ve sendikaları kendi çıkarları doğrultusunda kullanırlardı. Ancak günümüzde bu durum değişmiş, sendikaların patronlar ve devlet tarafından yönlendirildiği bir yapıya dönüşmüştür. Bu durum, genç işçilerin sendikalara olan güvenini zedelemiş olsa da, sendikaların hala önemli bir potansiyele sahip olduğu söylenebilir.
Tek bir işçi olarak işverenle pazarlık yapmak oldukça zordur. Sendika sayesinde işçiler toplu bir güç oluşturarak, daha etkili bir şekilde ücret, çalışma saatleri, izin hakları gibi konularda pazarlık yapabilirler. İşverenlerin keyfi uygulamalarına karşı işçileri korur. İş sözleşmelerine aykırı durumlar, mobbing, haksız işten çıkarmalar gibi sorunlarda işçilere destek olur. Sendikalar, iş güvenliği, sağlıklı çalışma ortamı, iş-yaşam dengesini sağlamak gibi konularda iyileştirmeler yapılması için çaba gösterir.