Türkiye Büyük Millet Meclisi halkın iradesinin tecelli ettiği yegane yerdir. Mecliste hoşumuza gitmeyen ve milletin vicdanını rahatsız eden kişiler seçilse de millet iradesi olduğu için yapacak bir şey yok demek durumunda kalıyoruz. Bu nedenle de halkın iradesine saygı duymak durumundayız.
Bu girizgahtan sonra bakanların, başkanların ve genel müdürlerin isteyerek veya istemeyerek yaptıkları birçok usulsüzlük bir gün mutlaka gün yüzüne çıkıyor ve Mecliste gündeme geliyor. Bu usulsüzlükler bazen ihalelerde bazen atamalarda veya başka bir şeyde karşımıza çıkıyor. Yani yapılan yanlışlar bir gün Meclis arşivinde de yerini alıyor.
Bu çerçevede yazılı soru önergesi milletvekillerinin bilgi alma kaynağıdır. Kamu kurumlarında yapılan birçok usulsüzlük zaman zaman Meclise yazılı soru önergeleriyle geliyor. Bazen soru önergelerine cevap verilmese de arşivde yerini alıyor ve zamanı gelince de birilerinin önüne konuluyor. Bizde zaman zaman yazılı soru önergelerini ve verilen cevapları haberleştiriyoruz.
Halk adına Meclisin verdiği yetkiyle bütçe kullanan kamu görevlileri ve siyasiler kullandıkları kamu gücünün de hesabını halk adına bilgi talep eden milletvekillerine şeffaf bir şekilde vermek zorundadırlar. Yetkiyi kullanıp sorumluluktan kaçınmak doğru değildir.
Ancak uygulama hiçte öyle değil. Yazılı soru önergelerine bazen yuvarlak cevap veriliyor bazen de verilecek cevap olmadığı için cevap verilmiyor ve önergenin altında “Yazılı Cevaplanmadığı Gelen Kağıtlarda İlan Edildi” şerhiyle yerini alıyor.
Soru önergelerine cevap verilmese de zamanı gelince Mecliste ilgililerin önüne konuluyor ve hesabı soruluyor. Bu nedenle kamu gücünü kullananlar ortaya çıkmaz diye düşünmesinler. Yapılan yanlışlar eninde sonunda bir gün ortaya çıkıyor. Bazen de hiç beklenmedik bir zamanda. Basın mensubu olarak bizlerin görevi de kamu adına yapılan yanlışların ortaya çıkarılmasını sağlamaktır. Birilerinin canı sıkılsa da ya da bize kızsa da bizim görevimiz bu. Aksi halde görevimize ve mesleğimize ihanet etmiş oluruz.