Memur Haberleri

AK Parti iktidarının dışişleri bürokrasisi ile imtihanı

AK Parti İktidarının en zayıf olduğu alan tartışmasız bir şekilde dışişleri bürokrasisidir.

Abone Ol

HABER MERKEZİ / AK Parti iktidarı 22 yıllık iktidarına rağmen Dışişleri Bakanlığında istenen başarıyı yakalayamadı. Bürokrasinin en güçlü olduğu bakanlıklardan birisi belki de birincisi herhalde Dışişleri Bakanlığı bürokrasisidir. Bu Bakanlıkta AK Parti iktidarının istediği değişim ve dönüşüm maalesef olmadı ya da çok az oldu.

Alçak FETÖ yapılanması Dışişlerinde yapılan dönüşümü adeta sıfırladı ve birçoğunun da ekmeğine yağ sürdü.

Öyle ki dışişleri bürokrasisi CHP’nin arka bahçesi gibi. Emekli olan birçok büyükelçinin hemen soluğu CHP’de aldığını görebilirsiniz. Yıllarca yurtdışında kritik görevlerde bulunanların ilk fırsatta CHP saflarında yerini alması tesadüfle izah edilemez.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Monşerler demesinden Dışişlerindekilerin hiç hazzetmedikleri de bilinmektedir.

Sık sık 'Monşerler' diyerek eski diplomatlar ve dış politika uzmanlarını eleştirmesi üzerine Erdoğan'a emekli diplomatlar sert tepki vermişti. Hatta yazılı bir açıklama yapan 72 emekli diplomat, 'Mon Cher' deyiminin Fransızca'da 'azizim, dostum' anlamına geldiğini de vurgulamışlardı.

Emekli diplomatlar tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Dış politika, öyle günü kurtarmaya yönelik, kendisiyle çelişki içinde 'perakende' açılımlarla, üç-beş yabancı sözcüğü yerli yersiz kullanmakla, diplomatlara karşı küçük düşürücü ifadelerle yürütülmez. Yürütülmeye kalkışılırsa bedeli ağır olur. İşin acı tarafı, bu bedeli de sadece bu hesapsız, kitapsız, yüzeysel tutumları benimseyenler değil, tüm ulusumuz öder” demişlerdi.

Emeklileri bu tür tepkiler verirken çalışanları da yutkunmaya devam etmişlerdi.

Ancak bunda 22 yıllık iktidar süresince yeterince diplomat yetiştiremeyen AK Parti İktidarının da kabahati olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Elbette hiçbir şey yapılmadığını iddia etmek istemiyoruz. Kaldı ki çok şey de yapıldığını belirtmemiz gerekiyor. Ancak yapılanların yapılmayanlar karşısında devede kulak kadar olduğunu belirtmemiz gerekiyor.

Özellikle yurt dışında müşavirlik yapan dostlarımı dinlediğimde bazen küçük dilimi yutacak hale geldiğimi belirtmek isterim. Bir dostum Suudi Arabistan’da görev yaptığı dönemde Büyükelçiliğin Ülkemizin hassasiyetlerini taşımayan davranışlar sergilediğini hayıflanarak anlatmıştı. Daha somut ifadeler kullanmamız gerekirse Ramazan günü Büyükelçilikte kokteyl düzenlendiğinden bahsetmişti. Doğrusu şaşırmamak mümkün değil. Bir tarafta dini hassasiyetleri olan bir Cumhurbaşkanı diğer tarafta Suudi Arabistan gibi bir ülkede Ramazan günü kokteyl düzenleyen bir Büyükelçi.

Hatırlatmakta fayda var. Alçak koltuk krizi sonrasında görevden alınan İsrail Büyükelçimiz. Adam yıllarca protokol kuralları eğitimi almasına rağmen Ülkeyi çok kötü bir duruma düşürmüştü. Kaldı ki bu adam Suriye Büyükelçiliği de yapmıştı. Başka bir dostum bu kişinin Suriye Büyükelçiliği döneminde müşavirlik yapmıştı. Adamın hiçbir manevi hassasiyeti olmadığından bahsetmişti. AK Parti iktidarı döneminde bu tiplerin nasıl olup ta Büyükelçi yapıldığını da doğrusu merak ediyoruz. Demek ki atayacak adam bulunamıyor.

Bu adam gibi birçok Büyükelçinin Ülkenin milli ve manevi hassasiyetlerini yansıtmadığını bilmeyen yok. Ne yapalım adam yok denilebilir. İyi de AK Parti iktidarı döneminde çeyrek asır geçmiş ve birçok İslam Ülkesine atanan Büyükelçinin hassasiyeti olmadığı belirtiliyor.

Batılı ülkelere atananlar neyse de İslam Ülkelerine atananların alnı secdeye gelmemiş olması ve bu adamların hayatında Cuma’ya gitmemiş olmaları anlaşılabilir bir durum değildir. Elbette kimsenin yaşam tarzına karışamayız. Ancak atanan Büyükelçinin Ülkemizi temsil ettiğini de düşünmemiz gerekiyor. Ortalama ülke insanının milli ve manevi hassasiyetlerini taşımasını beklemek çok büyük bir beklenti olmasa gerektir.

Belki bundan sonra atanan Büyükelçilere dikkat edilir. Atanan Büyükelçinin çapı kadar Ülkemizin temsil edildiğini bilmemiz gerekiyor. Ne yapalım Dışişlerinde adet böyle denilirse bundan sonra da böyle gelmiş böyle gider yöntemi geçerli olacaktır. İşin özeti Dışişlerinde adetleri değiştirme zamanı geldi de geçiyor. Büyük devlet olmak istiyorsak buna acilen ihtiyaç var. Hatırlatmak istedik.