2024-2025 yılı Eğitim Öğretim hayatının başlamasıyla birlikte okullarda temizlik konusu gündeme geldi. Kimi okullarda veliler ve öğrenciler kendi imkanlarıyla sınıf temiziliği yaptı, kimi zaman da belediyeler devreye girerek öğrencilerin temiz sınıflarda eğitim alması için seferber oldular.
Konuyla ilişkin açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, çok az sayıda okulda bu sorunun yaşandığını belirterek, şöyle konuştu:
"Şimdi burada da şöyle bir sıkıntıyla karşılaştık. Eylül ayının üçüncü haftasına geldik. Üç hafta boyunca Cumhuriyet Halk Partili belediyeler okullarda temizlikle ilgilenmediler. Üçüncü hafta Özgür Özel bir açıklama yaptı. Bir talimat verdi. Belediyeler okulları temizlesin. Bir dakika yani. Şimdi Özgür Özel talimat verdi diye mi Ankara Büyükşehir Belediyesi okulları temizlemeye gitmesi lazım? Sen büyükşehir belediye olarak böyle bir sorunun varlığından haberdarsan ilk günden beri yapacaksın. Bu bir. Bunun politika edilmesinden rahatsızım. İki, Mansur Yavaş çıktı. Diğerleri de öyle yaptılar. Ekranlara çıktı. Ankara'daki okulları biz temizliyoruz. Peki ben sana soruyorum şimdi. İki bin iki yüz tane okul var. On bir tanesini Ankara Büyükşehir Belediyesi temizlik yapmış. Ve biz iki bin iki yüz okulda yüz seksen gün temizlik yapıyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyesi bir gün temizlik yapmış on bir okulda. Çıkmış Ankara'daki okulları biz temizliyoruz Böyle bir şey söylenebilir mi arkadaşlar? Bu bir. İkincisi burada o beyefendinin sorduğu soruyla paralel bir şey söyleyeyim size. Şimdi Beyoğlu Belediyesi çıktı. Beyoğlu Belediyesi'nin okullara temizlikçiliğe gönderdiği kişilerin içerisinde çocuk tacizcisi var. Değil mi? Sosyal medyada yayınlandı gördünüz. LGBT var, bilmem ne var. Ben diyorum ki bir belediye okullarımızı temizlemek istiyorsa, bunun usulü bellidir. Gider İl Milli Eğitim müdürümüze, kaymakama der ki ben protokol yapmak istiyorum. Ben bir İl Milli Eğitim müdürlerimize ve valilere söyledim. Bir belediye, ilçe belediyesi okulları temizlemek istiyorum diyorsa bir tane şartım var. Şov yapmayacak. Mesela yüz tane okul var. Belediye başkanı ben okulları temizliyorum diyorsa yüz okulu, yüz seksen iş günü temizleyeceğine dair bir protokolün altına imza atılacak. Belediyenin hangi partiden olduğuyla ilgilenmem ben. Ama ben kamu hukuku bilen bir insanım kim olduğunu bilmediğin, ne yapacağını bilmediğin bir adam sabah arayarak gelip okula girer. Okulun içinde ben belediye adına temizliğe geldim dersen bu idare hukuku açısından nezaketsizlik, hukuksuzluktur. Ben de çıktım dedim ki yani Özgür Özel'in böyle bir talimat verme yetkisi yok; eğer bir talimat verecekse Cumhuriyet Halk Partisi il ve ilçe teşkilatlarının temizlenmesi talimatını versin. Bundan daha doğal bir şey olmaz yani. Oralardan izin vermeyiz sana ait. Öbürü valiliklerin yetkisinde. Dolayısıyla temizlikle ilgili mevzuda sadece iki hafta problem yaşadık. O iki hafta boyunca da okullarımızın tamamında değil, çok az okullarımızda yaşandı. Çünkü rakamlar ortada. Benim zaten kadrolu temizlik elemanlarım var. Okul aile birliğinde çalışanlarla beraber yetmiş bin kişiye yaklaşıyor bunlar. Ya orada zaten yetmiş bin kişi var kaldı ki il müdürleri toplantısında da ben il müdürlerimize şunu söyledim. Aynı okulda birden fazla temizlik görevlisi varsa bu süre içerisinde arkadaşlarımızı tesislerimizde olmayan okullara geçici görevlendirin. O tedbirleri de aldık. Hazine ve Maliye Bakanımızla da konuştuk. Önümüzdeki yıl bizim daha önce söylediğim kalıcı çözümümüzü hayata geçireceğiz biz. Bu TYP ile uğraşmayacağız önümüzdeki yıl. Onunla ilgili şu an görüşüyoruz" şeklinde konuştu.
İŞ GÜCÜ UYUM PROGRAMINA BAŞVURULAR OLDUKÇA FAZLA
Okullarda temizlik görevlileri alımında eskiden uygulanan Toplum Yararına Çalışma projesi yerine şimdi uygulanan İş Gücü Uyum Programı kapsamında temizlik görevlisi alımına ilişkin yöneltilen eleşitirilere açıklık getiren Bakan Tekin, "Yaklaşık altmış bin kişi Toplum Yararına Çalışma projesinde bizimle beraber çalıştılar. Bu yıl Çalışma Bakanımız dedi ki biz bu Toplum Yararına Çalışma projesini bitiriyoruz. Dedi ki bunu İş Gücü Uyum Programı adında başka bir programa dönüştürüyoruz. Neden böyle bir şey yapıyorlar? Onlar da kendilerince haklılar. Onlar da diyorlar ki, sigorta primi ödeyerek çalıştırdığımız kişiler yanında kısmi zamanlı insanlar çalıştırmak istiyorlar. Kısmi zamanlı çalışma diye bir program oluşturdular. Yani sizin iş yeriniz var. Sigorta değil de haftada iki gün birisinin bir hizmet satın alıyorsunuz. Evinize temizliğe gelen birisi örneğinde olduğu gibi. Modeli buna dönüştürdüler. Bu kısmi zamanlı çalışmalarda sigortaları işveren tarafından yatırılmıyor. Geldiği gün başına bir ücret çıktı. Biz Çalışma Bakanımıza bizim okullarımızda bu süreci kaldı ki şunu da söyleyeyim ben, bizim altmış beş bin okulumuz var yaklaşık. Elli beş bin tane kadrolu temizlik personelimiz var. Ya bu konuştuğumuz konu kadrolu temizlik personelimizin olmadığı okullar için var, olanlar da, ki bunlar yaklaşık otuz üç bin küsur. Kırk bine yakın okulumuzda temizlikle ilgili problemimiz yok. Zaten kadrolu elemanımız var. Bu konuştuğumuz konular geriye kalan yirmi, yirmi beş bin civarında okulla ilgili. İş gücü Programı diye bir program oluşturdular. Yani TYP'yi kapattılar. Biz yüz yirmi bin kişi için ilana çıktık Eylül'ün ilk haftası. Aslında başvurular da fena değildi. Yani başvuru olmasaydı, 'istemiyor' deyip gidip Çalışma Bakanlığına bunu ya başvuru bile olmadı diyebilirdik ama yüzde seksen oranında başvurular oldu. Yüz bine yakın demektir Türkiye genelinde. Fakat okullar açıldığında başvuranların yani yüz yirmi bini yüz bine yakını başvuru olduysa başvuranlar da toplamda kırk bine yakın kişi çalışmayı kabul etti. Bir kısmını okullarımızda temizlik problemi ortaya çıktı. Şimdi bu öyle lanse ediliyor ki sanki okullarımızın tamamında bu, böyle bir şey yok. Yani tekrar söyleyeyim. Elli beş bin tane kadrolu elemanımız var zaten bizim" dedi.