Aile Enstitüsü 25/12/2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 171 sayılı Aile Enstitüsü Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulmuştu. Adeta Aile Yılı öncesinde kurulan Enstitüye çok büyük bir misyon da verilmişti.
Kurulması sonrasında bir heyecan oluştu ama iş başa düşünce heyecan sona erdi. Aradan geçen bunca zamana rağmen Aile Enstitüsünün faaliyetlerine ilişkin pek bir şey duymadık.
Bir de ne görelim bu Enstitüye Eğitim ve Yayın Daire Başkanı Hüseyin Kaya atanmış. Kaya 2023 yılında Bakanlığa Milli Eğitim Bakanlığından geçmiş. Anlayacağınız Kaya’nın Bakanlık geçmişi yok. Aile konusunda da aile babası olma dışında pek bir çalışmasını göremedik.
Aile Yılı olarak yapılan ilana ne diyelim Bakanlıkta bunca konu uzmanı kişi varken Başka bir Bakanlıktan Enstitüye yapılan alakasız kişiye ne diyelim. Doğrusu şaşırmamak elde değil. Bakan hanım şöyle sağına soluna bakmış olsaydı Aile Araştırma kökenli çok sayıda bürokrat görebilirdi. Bakan hanım belki bilmeyebilir, daha önce Aile Araştırma Genel Müdürlüğü diye müstakil bir genel müdürlük vardı ve bunların tek işi aile konusunda araştırma yapmaktı. Yine aile konusunda uzman olan çok sayıda Bakanlık personeli varken başka bir bakanlıktan getirilen konu uzmanı olmayan kişiyi genel müdür olarak atamak doğrusu şaşılacak bir durum. Demek ki aile konusuna verilen önem bu kadarmış. Anlayacağınız sıradan bir genel müdürlük muamelesi yapılmış.
Daha öncede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yapılan üst düzey atamaları eleştirmiştik. Yaptığımız eleştiriler kişilerden ziyade sistemseldi. Ancak bir arpa boyu mesafe alamadığımız anlaşılıyor. Anlaşılan Bakan hanım hala Türkiye’ye alışamamış. Acaba daha önce yıllarını geçirdiği ülkede böyle bir atama yapılmış olsaydı nasıl bir tepki ile karşılaşılırdı?
Aradan geçen süre içerisinde ise Aile Enstitüsü ile ilgili bir gelişme olmadığını görüyoruz. Konu uzmanı olmayan bir kişi ne yapabilir ki?
Bakanlığın 2025 yılını dahi Aile Yılı olarak ilan etmiş olmasına rağmen Enstitüye yapılan bu atamanın izahı olamaz. Bu Enstitü sıradan bir genel müdürlük değildir. Çünkü aile konusunda çok büyük sorunlar var ve burası bu sorunlara çözüm üretilebilmesi için kuruldu. Ancak daha baştan sakat bir yapılanmaya gidilirse varın gerisini siz düşünün.
Şöyle bir basın taraması yaptığımızda Enstitünün başına atanan Hüseyin Kaya’nın geçmiş yıllarda Batman’da başarılı görevlerde bulunduğunu görüyoruz. Çok yazık.
Keşke bu kadar kritik görevler verilen bir Kurumun başına atama yapılırken biraz dikkat edilmiş olsaydı. Yapılan atamaların hangisine dikkat edildi ki diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Siz de haklısınız.
Enstitünün görev ve yetkileri nelerdir?
Kararnamenin 4 üncü maddesinde Enstitünün görev ve yetkileri açıklanmıştır. Buna göre Enstitünün görevleri şunlardır:
1- Aile yapısının ve değerlerinin korunması, güçlendirilmesi, ailenin sosyal refahının artırılması, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını, gazi ve gazi yakını ile ilgili politikalara veri oluşturmaya yönelik tüm Bakanlık faaliyetlerini kapsayan araştırmaları yürütmek.
2- Bakanlığın faaliyet alanı ile ilgili olarak süreklilik arz eden, ulusal ve stratejik nitelikte olan araştırma faaliyetlerini sektörler ve disiplinler arası bir yaklaşımla yürütmek.
3- Panel, boylamsal ve periyodik araştırmalar gibi uzun süren ve büyük örneklem üzerinde çalışma gerektiren araştırmaları yürütmek.
4- Görev alanı kapsamındaki araştırmalara ilişkin etki analizi yapmak, eğitim, yayın ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmek.
5- Sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi ile ilgili alanlarda ihtiyaç duyulan uzmanlık ve sertifika programları ile seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikleri düzenlemek.
6- Bakanlığın görev alanına giren hizmetlerin ilke ve standartlarının geliştirilmesine yönelik araştırma faaliyetlerini yürütmek.
7- Bakanlığın görevleri kapsamında bilimsel araştırma ve veri analizi ile ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirlikleri geliştirmek.
8- Ulusal ve uluslararası düzeydeki bilimsel literatür ve araştırmaları izlemek, değerlendirmek, raporlamak ve sosyal hizmet modeli oluşturmak.
9- Demografik değişimler ve eğilimler ile bunların aile yapısı üzerindeki olası etkilerini ve sorun alanlarını belirlemek üzere bilimsel araştırma ve veri analizi yapmak.
10- Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak.
Allah aşına atadığınız kişi bu görevleri yapacak nitelikte birisi mi, hiç mi bakmadınız? Bakanlık personelinin ne düşüneceği sizin hiç mi umurunuzda değil?
İşin en hazin tarafı ise bu tür atamaların iktidara tepki olarak döneceğini düşünemeyecek kadar büyük bir basiret yoksunluğudur.