Türkiye Emekliler Derneği Basın Sözcüsü M. Emin Tangören, seçim sonuçlarına etki eden en önemli olgunun, emeklilerin yaşam mücadelesi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Ocak 2024 tarihinden itibaren en düşük emekli ödemesi 10 Bin TL olarak belirlendi. Aradan geçen Ocak, Şubat ve Mart aylarında, TÜİK'e göre belirlenen TÜFE oranı kümülatif toplamda, yüzde 15,06 olarak hesaplandı.

Yani bir başka ifadeyle geçen üç ayda herkesin geliri yüzde 15,06 oranında eridi. Yani, hiç güvenilmeyen TÜİK rakamlarına göre bile, emeklinin 1.506 Lirası gitti. Aslında emekli şu anda 8.500 Lira ile geçiniyor. Tabiki önümüzdeki ay bu rakam daha da geriye düşecek.

Bu üç erime, İstanbul Ticaret Odası'na göre; yüzde 15,43 olarak hesaplandı.

Emekliler Derneği'nden enflasyon açıklaması! Emekliler için endeks oluşturulmalı Emekliler Derneği'nden enflasyon açıklaması! Emekliler için endeks oluşturulmalı

ENAG'A GÖRE ERİME DAHA BÜYÜK

ENAG verilerine göre ise üç aylık erime, yüzde 20,58 oranında gerçekleşti. Yani ENAG'a göre 10 Bin Lira'lık emekli ödemesinin 2.058 Lira'sı eridi gitti.

Yani kimse, emekliye 10 Bin Lira veriyoruz, demesin!

Ya da hiçbir emeklimiz, 10 Bin Lira gelirim var, dememeli...

Daha yüksek rakamlar alan emeklilerimizde ise kayıp elbette daha büyük. Örneğin 24 Bin Lira aylığı olan bir emeklimizin üç aydaki kaybı TÜİK'e göre 3.614 Lira iken, ENAG'a göre 4.939 Lira.

Özetle, biz üç aydır seçim telaşında derdimizi, muradımızı yetkililere anlatmaya çalışırken; ceplerimizden 3-5 Bin Lira daha gitti.

Şimdi siyasilerimiz seçimin analizlerini yapıyorlar. Durumu açıkça gören TV yorumcuları daha ilk dakikada teşhisi koydu halbuki. Teşhis; "Emeklinin Solunum Yetmezliği" idi. Uygulanabilecek en iyi tedavi de biliniyordu ki, bu asla suni teneffüs değildi. Yaşamsal fonksiyonları yeniden canlandırmak için solunum yollarını açmak gerekiyordu. Lakin yetkililer; "Emekliye yetecek kadar Oksijen tüpü stokumuz yok" dediler.

Bütün bu gerçeklik ortadayken, hala bazıları çıkıp; "Tek sebep, ya da asıl sebep, bu değil" diyebiliyor. Teşhisi bile yanlış yönlendirmeye çalışıyorlar. Gözler önündeki gerçeği bile inkar etmeye çabalıyorlar.

Rahmetli Demirel'in o meşhur tespiti bir kez daha akıllara geliyor.

Neydi o söz?

 Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.”