İş Kanunu’na göre fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamaz. Ancak bir sendika ile bir üniversitenin karşılıklı olarak imzaladığı bir toplu sözleşme metninde aynen şu ifadeler geçiyor;
“Haftalık 45 saatin üzerinde yapılan çalışmalar fazla çalışma olup, yapılan fazla çalışmaların ücreti, normal çalışma ücretinin % 60 fazlası olarak ödenir.
Saat ücreti, günlük brüt çıplak ücretin 7,5 saate bölünmesiyle elde edilen ücrettir. İşin gereği işveren tarafından yaptırılan yıllık 270 saati aşan çalışmalarda, Yargıtay kararları doğrultusunda fazla çalışma ücreti ödenir. Ancak işçinin yazılı talebi halinde karşılığı izin verilebilir.” ifadelerine yer verildiğini görüyoruz.
Bu düzenleme zımnen kanuna aykırı davranışları meşrulaştırmaktadır. Bize göre toplu sözleşme metinlerine bu tür ifadeler konulması kanuna aykırı yapılan işlemleri meşrulaştırmak anlamına geleceği için bu tür ifadelere toplu sözleşme metinlerinde yer verilmemelidir.
Anlaşıldığı kadarıyla konu uzmanı olmayan kişilerle işçi sendikalarının toplu sözleşme imzaladıkları anlaşılmaktadır. İşçi sendikalarının en fazla hoşuna giden şeylerden birisi konu uzmanı olmayan kurumlarla toplu sözleşme imzalamaktır.
Çünkü toplu sözleşmenin ne getirip ne götürdüğünü anlayabilmek için ciddi bir birikim olması gerekmektedir.
Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının devreye girerek kamu kurumlarının doğrudan işçi sendikalarıyla toplu sözleşme yapmalarının önüne geçilmelidir.