Memur Haberleri

Kamu Denetçiliği Kurumundan kamuda iş bırakanlara kötü haber

Memur sendikaları yasal olmamasına rağmen zaman zaman iş bırakma eyleminde bulunarak kamu görevlileri ile kurumları karşı karşıya getirmektedirler. Nihayetinde fatura kamu görevlisine çıkmaktadır.

Abone Ol

Kamu Denetçiliği Kurumu aile sağlık merkezinde sağlık çalışanı (doktor, hemşire, ebe, sağlık memuru ve acil tıp teknisyeni) olarak görev yapanlardan iş bırakma eylemine katılanların kendilerinden kesilen ücretlerin ödenmesine ilişkin önemli bir karara imza attı.

Eyleme katılanlar kendilerinden kesilen hakedişlerin ödenmesini İdareden talep etmişler ve idarede kanunen mümkün olmadığını belirterek talebi reddetmiştir. Bunun üzerini konu KDK’ye iletilmiş ancak KDK de idarenin yaptığı kesintinin yasal olduğu için ödenemeyeceğini belirterek talebi reddetmiştir.

Kararda 18 Eylül 2024 tarihli ve 32666 sayılı Resmî Gazete ’de yer alan Danıştay 2. Daire’sinin konuya ilişkin vermiş olduğu kararlarda “grev” nedeniyle işe gitmemenin Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin 19 uncu maddesinin 1. fıkrası kapsamına giren bir durum olmadığı anlaşıldığından İdarenin işe gitmediği günler için ücret kesintisi yapmasını hukuka uygun bulunduğu ve parasal hak talebinin bir dayanağı olmadığı belirtilmiştir.

Konu yargı kararları ve mevzuat çerçevesinde değerlendirilerek idarenin verdiği kararın isabetli olduğu sonucuna varılmıştır.

Kararın tam metnine aşağıda yer verilmiştir:

BAŞVURUYA KONU İDARE : SAĞLIK BAKANLIĞI

BAŞVURUNUN KONUSU : İş bırakma eylemi nedeniyle yapılan ücret kesintisinin iadesi talebi hakkındadır.

BAŞVURU TARİHİ : 03/01/2025

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

1. Kurumumuza yapılan başvuruda başvuranlar özetle; aile sağlık merkezinde sağlık çalışanı (doktor, hemşire, ebe, sağlık memuru ve acil tıp teknisyeni) olarak görev yaptıklarını sendikal hakları olan iş bırakma eylemine katılmalarından dolayı hakediş ödemelerinden kesinti yapıldığını, yapılan kesintinin yargısal içtihatlara ve yasalara aykırı olduğunu bu nedenle kesintinin iadesini talep ettiklerini fakat taleplerinin reddedildiğini belirterek kesilen ücretin iadesini talep etmektedirler.

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI 2. Başvuruya konu iddialar hakkında bilgi-belge talebimize istinaden Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün sayılı cevabi yazısı ve eklerinde mevzuat hükümlerine yer vererek, özetle:

2.1. 18 Eylül 2024 tarihli ve 32666 sayılı Resmî Gazete ’de yer alan Danıştay 2. Daire’sinin konuya ilişkin vermiş olduğu kararlarda “grev” nedeniyle işe gitmemenin Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin 19 uncu maddesinin 1. fıkrası kapsamına giren bir durum olmadığı anlaşıldığından İdarenin işe gitmediği günler için ücret kesintisi yapmasını hukuka uygun bulunduğu ve parasal hak talebinin bir dayanağı olmadığının belirtildiği,

2.3. Tabi oldukları kanunlara göre değişmekle birlikte (657, 4924, 663 vb.) Sağlık Bakanlığı kadrolarında istihdam edilen hekimlere, ilgili mevzuatlar ile belirlenen ücretler ve sınırlamaları dâhilinde, temel olarak aylık ve döner sermaye ücreti ödendiği, söz konusu hekimlerin hiçbiri için görevleri başında olmadıkları süre içerisinde anlaşarak hizmetin devamlılığını sağlamaları halinde tam ödeme yapılacağı şeklinde düzenleme yapılmadığından, görevleri başında olmadıkları süre içerisinde döner sermaye başta olmak üzere ücretlerinde belirli oranlarda kesinti yapılacağının düzenlendiği,

2.4. İlgili mevzuat hükümleri kapsamında aile hekimliği uygulamasında sözleşmeli olarak görev yapan aile hekimi ve aile sağlığı çalışanının kullanmış olduğu izinlerde açık şekilde düzenleme yapılmış olduğu, aile hekimliği çalışanının gönüllülük esasına dayalı olarak kendi tercihi ile şartlarını bilerek hizmet sözleşmesi imzaladığı dikkate alındığında ilgili mevzuat hükümleri dışında herhangi bir işlem tesis edilmesinin mümkün olmadığı,

2.5. Başvuru konusu ile aynı konu ile ilgili olarak İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin 27.04.2022 günlü, E.2021/1870 ve K.2022/840 sayılı kararı ile tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, kesilen ücretin, başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği, İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen mezkûr karara ilişkin kanun yararına temyiz başvurusu sonucunda Danıştay 2. Daire Başkanlığı’nın E.2024/457 –K.2024/3710 sayılı kararı ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere Kanun Yararına Bozulmasına karar verildiği Hususları ifade edilmiştir. III. İLGİLİ MEVZUAT 3. 18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın;

3.1. “ Sendika kurma hakkı” başlıklı 51 inci maddesinde; “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.… İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.”

3.2. “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56 ncı maddesinde; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.… Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.”

3.3. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesinde; “…Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler….”

4. 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun “Kurumun görevi" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”

5. 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun;

5.1. “Personelin statüsü ve malî haklar” başlıklı 3 üncü maddesinde; “Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı çalışanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakati üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkilidir.… Sözleşme yapılan aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre belirlenen en yüksek brüt sözleşme ücretinin aile hekimi için (6) katını, aile sağlığı çalışanı için (1,5) katını aşmamak üzere tespit edilecek tutar, çalışılan ay sonuçlarının ilgili sağlık idaresine bildiriminden itibaren on beş gün içerisinde ödenir...”

5.2. “Denetim, sorumluluk ve mal bildirimi” başlıklı 6 ncı maddesinde; “Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülkî idare ve sağlık idaresinin denetimine tâbidir. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda Devlet memurları gibi kabul edilir…”

6. 14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun;

6.1. “Toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı” başlıklı 26 ncı maddesinde; “Devlet memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine gelipte Devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır.”

6.2. “Grev yasağı” başlıklı 27 nci maddesinde; “Devlet memurlarının greve karar vermeleri, grev tertiplemeleri, ilan etmeleri, bu yolda propaganda yapmaları yasaktır. Devlet memurları, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılamaz, grevi destekleyemez veya teşvik edemezler.”

 7. 11/04/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 69 uncu maddesinde; “Tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler bu kanunda tasrih edilmiyen ve sair kavanin ve nizamat ile kendilerine tevdi edilmiş olan bilcümle vezaifin ifasiyle mükelleftirler.” 8. 19/02/1960 tarihli ve 10436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinin 2 nci maddesinde; “Tabip ve diş tabibinin başta gelen vazifesi, insan sağlığına, hayatına ve şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermektir. Tabip ve diş tabibi; hastanın cinsiyeti, ırkı, milliyeti, dini ve mezhebi, ahlaki düşünceleri, karakter ve şahsiyeti, içtimai seviyesi, mevkii ve siyasi kanaati ne olursa olsun, muayene ve tedavi hususunda azami dikkat ve ihtimamı göstermekle mükelleftir.”

 9. 30/06/2021 tarihli ve 31527 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin;

9.1. . “Aile hekimi ödeme esasları” başlıklı 18 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine çalışılan gün sayısına göre ödeme yapılır.”

9.2. “Aile sağlığı çalışanı ödeme esasları” başlıklı 21 inci maddesinde; “Sözleşmeyle çalıştırılan aile sağlığı çalışanına, çalışılan gün sayısına göre ödeme yapılır.”

9.3. “Ödeme zamanı” başlıklı 24 üncü maddesinde; “Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına yapılacak ödemeler, çalışılan ay sonuçlarının müdürlüğe bildiriminden itibaren on beş gün içinde yapılır.”

10. 01/08/1998 tarihli ve 23420 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliğinin;

10.1. “İlkeler” başlıklı 5 inci maddesinde; “Sağlık hizmetlerinin sunulmasında aşağıdaki ilkelere uyulması şarttır: a) Bedeni, ruhi ve sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde yaşama hakkının, en temel insan hakkı olduğu, hizmetin her safhasında daima göz önünde bulundurulur. b) Herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını haiz olduğu ve hiçbir merci veya kimsenin bu hakkı ortadan kaldırmak yetkisinin olmadığı bilinerek, hastaya insanca muamelede bulunulur. c) Sağlık hizmetinin verilmesinde, hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç ve ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate alınamaz. Sağlık hizmetleri, herkesin kolayca ulaşabileceği şekilde planlanıp düzenlenir.”

10.2. “Adalet ve Hakkaniyete Uygun Olarak Faydalanma” başlıklı 6 ncı maddesinde; “Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetleri de dâhil olmak üzere, sağlık hizmetlerinden ihtiyaçlarına uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir. Bu hak, sağlık hizmeti veren bütün kurum ve kuruluşlar ile sağlık hizmetinde görev alan personelin adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun hizmet verme yükümlülüklerini de içerir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

IV. KAMU DENETÇİSİ SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİNE ÖNERİSİ

11. Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; başvurunun reddi gerektiği yönündeki öneri Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme

12. Başvuranlar özetle; 5,6,7 Kasım 2024 tarihinde Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne yönelik tepki olarak sendikal faaliyet kapsamında iş bırakma eylemine katıldıkları için hakkedişlerinden 3 günlük kesinti yapıldığını belirterek, sendika hakkı kapsamında katıldıkları eylemden dolayı yapılan bu kesintinin taraflarına iadesini talep etmektedir.

13. Sağlık Bakanlığı ise Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin Aile Hekimi ödeme esasları konu başlıklı 18.madde 1. bendinde “Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine çalışılan gün sayısına göre ödeme yapılır…” ayrıca Aile Sağlığı Çalışanı ödeme esasları konu başlıklı 21.madde 1.bendinde ise “Sözleşmeyle çalıştırılan aile sağlığı çalışanına, çalışılan gün sayısına göre ödeme yapılır…” düzenlemelerinin yer aldığını belirtmiştir.

14. Buna göre Destek Hizmetleri Başkanlığına çalışılan gün bildirimi yapıldığı gibi iş bırakma eylemi yapılan ay için de çalışılan gün bildirimi yapıldığı, eksik iş günü bildirimi (çalıştığı gün sayısı kadar bildirim) herhangi bir cezalandırma işlemi olmayıp çalışanın izinli veya raporlu olsun o ay çalıştığı gün sayısını ifade etmektedir. Sendikal iş bırakma eylemi her ne kadar yasal hak olsa da yasal izin kullanma hakkında olduğu gibi hizmet vermediği gün sayısı düşülerek çalışma iş günü bildirimi yapılması gerektiği, maaş kesintisinin bu nedenle de bir ceza niteliğinde olmadığı belirtilmiştir.

15. Bununla birlikte 18 Eylül 2024 tarihli ve 32666 sayılı Resmî Gazete ’de yer alan Danıştay 2.Daire’sinin 25.06.2024 tarih E.2024/457 ve K.2024/3710 Sayılı kararında mevzuat düzenlemelerine yer verilerek aile hekiminin izinli ve raporlu olması durumunda dahi ücret ödenmemesinin esas olduğu, izinli ve raporlu olduğu günler için başka bir sağlık personeli ile anlaşarak vekâleten hizmetin görülmesini sağlaması halinde ücretinden kesinti yapılmayacağı, tek birimli aile sağlığı merkezinde görev yapan ve yıllık izin sebebiyle görevi başında bulunamayan aile hekimine toplam yıllık izin süresinin tümü için değil, yalnız ilk on dört günlük kısmı için tam ödeme yapılmasının öngörüldüğü,

15.1 Tam gün hizmet esasına göre çalışan aile hekimlerinin imzaladıkları İdari hizmet sözleşmelerinde, ödemeler konusunda Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği hükümlerinin esas alınacağı belirtilmekte olup, aile hekimine çalışmadığı günler için ücret ödenmemesi İdari hizmet sözleşmesi ve Yönetmeliğin 18. maddesinin bir gereği oluğu,

15.2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 67. Maddesinde Grev ve Lokavta ilişkin düzenlemeye atıf yapılmıştır. Buna göre grev hakkını kullanarak iş bırakan işçiye çalışmadığı günler için ücret ödenmemesi, Kanunun bu emredici hükmüne göre sendika hakkının ihlali sayılmadığı belirtilmiştir.

16. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun 2 nci maddesinde aile hekiminin; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabip olarak tanımlandığı görülmektedir.

17. Aile hekimliği uygulaması çalışma şekil ve koşullarının kendi özel mevzuatı ile düzenlendiği ve gönüllülük esasına dayanan bir uygulama olmakla birlikte sözleşmeli aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının ücretlerinin idarece ödenmesi, aile hekimlerinin düzenledikleri tüm kayıt, evrak ve belgelerin resmi kayıt ve evrak niteliğinde olması, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının mevzuat ve sözleşmeye uygunluk ve diğer konularda, Bakanlık, ilgili mülki idare ve sağlık idaresinin denetimine tabi olmaları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda devlet memuru gibi kabul edilmektedir.

18. Aile hekimlerinin sendikanın 5-6-7 Kasım tarihlerinde 3 (üç) günlük iş bırakma eylemi yapılması kararına istinaden 5-6-7 Kasım 2024 tarihlerinde işe gitmemeleri nedeniyle anılan tarihlerde ücretlerinden kesinti yapılmasının cezai bir nitelik taşımadığı İdare tarafından belirtilmiştir.

18.1. Zira Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun (İDDK), verdiği 22 Mayıs 2013 tarih ve E.: 2009/1063, K.: 2013/199 sayılı Kararında “sendikal faaliyet gereği, 11/12/2003 tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, disiplin supu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya 657 sayılı Kanunun 125/C-b maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.” şeklinde hüküm kurmuştur.

18.2. Yine aynı şekilde Anayasa Mahkemesi tarafından da sendika tarafından ülke çapında yapılan iş bırakma eylemine katılması nedeniyle cezalandırılması ile başvurucunun örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir müdahale yapıldığına yönelik kararlarının istikrar kazandığı görülmektedir. (Ahmet Parmaksız B. No: 2017/29263, 22/5/2019; Ayfer Altuntaş ve İkbal Ünzile Gürsoy, B. No: 2018/24874, 31/3/2022 vb.)

19. Ancak başvuru konu olayda İdare tarafından 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 8. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak hazırlanan 30/06/2021 günlü, 31527 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nde, sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimlerine, "çalışılan gün sayısına göre" ödeme yapılacağı yönündeki düzenleme uyarınca 5-6-7 Kasım 2024 tarihlerinde çalışılmaması nedeniyle bu günlere ilişkin ücret ödenmediği anlaşılmıştır.

20. Sonuç olarak 5-6-7 Kasım 2024 tarihlerinde başvuranların işe gelmediği sabit olup, anılan mevzuat hükmü uyarıca çalışılmayan günlere ücret ödenmemesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

21. İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirmede, şikâyet başvurusu kapsamında, idarenin, başvurana ilişkin işlemlerle ilgili bilgi ve belgeleri süresi içerisinde ve gerekçeli olarak kurumumuza gönderdiği, bu anlamda “kararların gerekçeli olması” ve “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun hareket ettiği ancak, başvuru sahibine verdiği cevapta idari işleme karşı hangi sürede hangi mercie başvurabileceğini göstermediği bu nedenle de karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi ilkesine uymadığı tespit edildiğinden, idarenin bahse konu ilkeye uygun davranması önerilmektedir.

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

22. 6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu Ret Kararının başvurana tebliğ tarihinden itibaren, ilgili idarenin işlemine karşı (varsa) dava açma süresinden kalan süre kaldığı yerden işlemeye devam edecek olup yetkili ve görevli mahkemelerde yargı yolu açıktır.

VII. KARAR

Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre BAŞVURUNUN REDDİNE, Kararın BAŞVURANLARA ve SAĞLIK BAKANLIĞINA tebliğine, Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.