Memur Haberleri

Kazanılmış hak aylık derecesinde değerlendirilecek sürelere ilişkin kritik görüş

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü internet sitesinde yayınladığı örnek görüşlerle önemli bir işlev yapıyor. Kazanılmış hak aylığında değerlendirilecek sürelere ilişkin önemli bir görüşe yer verildi.

Abone Ol

HABER MERKEZİ/ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü internet sitesinde yayınladığı örnek görüşlerle önemli bir işlev yapıyor. Kazanılmış hak aylığında değerlendirilecek sürelere ilişkin önemli bir görüşe aşağıda yer verilmiştir.

657 sayılı Kanun’a tabi sosyolog kadrosunda görev yapan personelin daha önce sınıf öğretmeni, felsefe grubu öğretmenliği ile öğretmenlik meslek bilgisi dersleri öğretmeni olarak geçen hizmet süresi kazanılmış hak aylığında değerlendirilir mi?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36/C maddesinin birinci fıkrasında; “Teknik hizmetler sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel müesseselerde ifa edenlerle memuriyetten ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memuriyete girmek isteyenlerin teknik hizmetlerde geçen süresinden bu kanun ve bu kanunun 87’nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen sürenin tamamı ve geri kalan sürenin 3/4 ü toplamı memuriyette geçmiş sayılarak bu süreler her yılı bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.

Mezkûr hüküm ile teknik hizmetler sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel müesseselerde ifa edenlerin bu sürelerinin 3/4’ü toplamı memuriyette geçmiş sayılarak bu sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilmesi imkanı getirilmiştir. Bu şekilde intibak yapılabilmesi için ilgililerin teknik hizmetler sınıfında bulunmaları, kurumlarına müracaat etmeleri ve sosyal güvenlik kurumlarından alacakları belge ile durumlarını kanıtlamaları gerekmektedir.

Diğer taraftan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 28’inci maddesinde; “İşten ayrılan işçiye, işveren tarafından işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge verilir. Belgenin vaktinde verilmemesinden veya belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar gören işçi veyahut işçiyi işine alan yeni işveren eski işverenden tazminat isteyebilir. Bu belgeler her türlü resim ve harçtan muaftır.” hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 1/11/2012 tarihinde yayınladığı “Aylık Prim ve Hizmet Belgesine Meslek Kodlarının Eklenmesi Hakkında Duyuru” ile e-bildirge sisteminde değişiklik yapıldığını ve aylık prim ve hizmet belgelerine meslek kodları ve meslek unvanları eklendiğini kamuoyuna duyurmuş ve uygulama başlamıştır. Uygulama bir ileri noktaya taşınarak 6278 sayılı Kanun’un 51’inci maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 102’nci maddesine, “Muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde, sigortalıların işyerlerinde fiilen yaptıkları işe uygun meslek adı ve kodunu, gerçeğe aykırı bildiren her bir işyeri için aylık asgari ücreti geçmemek üzere meslek adı ve kodu gerçeğe aykırı bildirilen sigortalı başına asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü eklenmiştir.

Bakanlıkça muhtelif tarihlerde verilen görüşlerde özetle;

1- İdarelerin özel sektör hizmetlerini değerlendirirken kanıtlayıcı her türlü belgeyi isteyebileceği,

2 - İlgili personelin talebi üzerine gerek belediyeniz şirketlerinde ve gerekse özel sektörde geçen hizmetlerinin 3/4’ünün sayılabilmesi için bu hizmetin sosyal güvenlik kurumundan alınacak belge ile belgelendirilmesi gerektiği,

3- Meslek kodu uygulamasının başladığı tarihten öncesine ilişkin varsa hizmetlerinin sosyal güvenlik kurumundan alınacak prim ödeme belgeleri ile birlikte işverenden alınacak belgenin de talep edilmesinin gerektiği,

4- İlgili mevzuatına göre odalara veya meslek örgütlerine kayıt yaptırması gerekenlerin bu kayıtları olmadığı sürece mesleklerini kanunun öngördüğü şekilde ifa etmiş sayılamayacağı,

5- İhale mevzuatına tabi olarak istihdam edilen ve ihale dokümanlarında “büro personeli / büro personeli vb.” olarak istihdamı öngörülenlerin farklı işlerde çalıştırılsa bile “büro görevlisi / büro personeli vb.” olarak düşünülmesi gerektiği,

belirtilmiştir.

Öte yandan, 80 sayılı Eğitim Kurumlarına Öğretmen Olarak Atanacakların Atamalarına Esas Olan Alanlar ile Mezun Oldukları Yükseköğretim Programları ve Aylık Karşılığı Okutacakları Derslere İlişkin Esaslar›a göre sınıf öğretmenliğine; yükseköğretim kurumlarının Sınıf Öğretmenliği ile Üstün Zekâlılar Öğretmenliği programlarından mezun olanlar atanabilmektedir.

Diğer yandan, sınıf öğretmeninin, ilkokula başlayan öğrencilere okuma ve yazma ile temel matematik, sosyal bilgiler, fen bilgisi ve el becerisi gibi eğitimleri veren kişi, öğretmenlik meslek bilgisi dersleri öğretmeninin, çalıştığı eğitim kurumunda; öğrencilere eğitim ve öğretim teknikleri ile ilgili eğitim veren kişi, felsefe grubu öğretmeninin ise, öğrencilere, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık disiplinleri ile ilgili eğitim veren kişilere verilen mesleki bir unvan olduğu bilinmektedir.

Sonuç olarak adı geçen personelin felsefe grubu öğretmeni olarak sosyoloji dersleri vermiş olması halinde burada geçen hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylığında değerlendirilebilecektir. Ayrıca, sınıf öğretmeni ile öğretmenlik meslek bilgisi dersleri öğretmeni olarak geçen hizmetlerinin ise dikkate alınması mümkün değildir.