EMEK HABER ÖZEL / Yazılan ve çizilenlere bakılınca bürokratların Sezai Karakoç’u hiç anlamadığı ya da anlamak istemediği görülüyor.
Onu en güzel anlatan ise Diyanet İşleri eski Başkanının onu Hacca götürme teklifiydi. Başkan, onun böyle bir yöntemle yani beleşten Hacca gitmeyeceğinden dahi habersizdi. Rahmetli nezaketinden mazeret üstüne mazeret belirterek beleş yoldan Hacca gidemeyeceğini anlatmaya çalışıyordu.
Beleş kontenjan için sıraya girenler düşünüldüğünde, beleş kontenjana ilaveten ücretsiz olarak Hacca gitmeyi dahi reddeden kaç kişi çıkacağını merak ediyoruz.
Görüleceği üzere onu en iyi anlayanlardan birisi olması gereken Diyanet İşleri Başkanı dahi beleşten Hacca götürmeyi iyi bir şey yapmış gibi söylüyordu. Kamu kaynaklarıyla Hacca götürme teklifi. Anlamadığı ise onun böyle bir yöntemi kabul etmeyeceğinden dahi habersiz olmasıydı. Başkalarının balıklama atlayacağı teklife rahmetlinin yüz vermemesinin sebebi dahi ne yazık ki anlaşılamamıştı.
Kitaplarının basımını bakanlığa vermedi
Bir insanı anlamak bu kadar zor olmamalı ama maalesef anlamak istenmeyince böyle oluyor. Bir bakanlık kitaplarının telif ücreti mukabilinde basımını yaparak ona para kazandırmak ve iyilik yapmak istiyordu. Rahmetli örnek bir tavır göstererek elinin tersiyle teklifi itti. İsteyen kitaplarımı yayınevinden alır dedi. Böyle bir teklifi kaç kişi elinin tersiyle iter? Bence üstünde düşünmeye değer bir soru.
Anlayacağınız bu dünyadan bir Sezai Karakoç geçti. Dünya kirleri onun ruhunu kirletemedi. Acı olan ise klavye mücahitlerinin bu insanı anlamaya hiç niyeti yok. Çünkü onu anlayınca ne kadar kirli oldukları ve aynaya bakamayacakları ortaya çıkacaktır.
Sosyal medya paylaşımlarıyla iş yaptığını ve onu andığını zannedenlerin ise gerçekte onu hiç anlamadıkları anlaşılıyor. Rahmetli hayatta olsaydı muhtemelen bari beni anlamadınız hiç olmazsa anlatmayın derdi. İnsan hiç anlamadığını anlatabilir mi? Allah rahmet eylesin.