Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Türkiye'nin kredi notuna yönelik bu yıl ikinci kez olumlu bir adım attı. S&P, Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu B+'dan BB-'ye yükseltti ve kredi notu görünümünü "durağan" olarak belirledi. Bu güncelleme, uluslararası finans çevrelerinde Türkiye ekonomisinin dayanıklılığı ve toparlanma sürecine dair iyimser bir değerlendirme olarak görülüyor.

Türkiye’ye S&P’den Not Artışı Ekonomide Istikrar Sinyali 2

Türkiye'nin Ekonomik Reformları Not Artışı Getirdi: S&P'den İkinci Kez Yükseltme

Bu gelişme, Türkiye’nin ekonomik reformlar ve mali disiplin konularında attığı adımların uluslararası arenada yankı bulduğunu ortaya koyuyor. S&P’nin not artırımı, Türkiye’nin ekonomik temellerindeki iyileşmeye duyulan güvenin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Özellikle enflasyonla mücadele, para politikalarındaki sıkılaştırma ve mali tedbirlerin uygulanması, Türkiye’nin finansal görünümünü olumlu yönde etkilemiş görünüyor.

Enflasyonda sürpriz artış: Eğitim uçtu, Ulaşım düştü Enflasyonda sürpriz artış: Eğitim uçtu, Ulaşım düştü

Türkiye’ye S&P’den Not Artışı Ekonomide Istikrar Sinyali 3

Türkiye'nin Kredi Notu Yükseldi: Sıkı Para Politikaları ve Enflasyonla Mücadelede Öne Çıkan Başarılar

Türkiye'nin kredi notunun B+'dan BB-'ye çıkarılması, yatırımcı güvenini artırabilecek önemli bir adım olarak öne çıkıyor. S&P’nin bu not artırım kararı, ülkenin borçlanma maliyetlerini düşürmeye, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini artırmaya ve sermaye girişlerini desteklemeye katkı sağlayabilir.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu bir kademe artırarak B+’dan BB-‘ye yükseltti ve görünümünü "pozitif"ten "durağan"a çekti. Bu, S&P'nin bu yıl Türkiye için gerçekleştirdiği ikinci not artırımı oldu.

S&P’nin raporuna göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son dönemde uyguladığı sıkı para politikaları, Türk Lirası’nın istikrarını sağlamaya, enflasyonu düşürmeye, döviz rezervlerini yeniden inşa etmeye ve finansal sistemdeki dolarizasyon oranını azaltmaya yönelik olumlu sonuçlar verdi. Ayrıca, Türkiye'nin yurtdışı ile arasındaki tasarruf açığının daraldığına ve bu durumun 2022'den itibaren cari açığın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranında yaklaşık 4 puanlık bir düşüşe katkı sağladığına dikkat çekildi.

S&P, görünümün "durağan" olarak belirlenmesini, Türkiye'nin enflasyonu düşürme, çalışanların ücret beklentilerini yönetme ve ekonomiyi dengeleme hedeflerine dair gelecek 12 aylık dönemde karşı karşıya kalabileceği risklerle gerekçelendirdi. Kuruluş, Türkiye’nin enflasyonu tek haneli seviyelere indirme ve Türk Lirası ile genel olarak yerel sermaye piyasalarına uzun vadeli güveni yeniden tesis etme konusunda daha fazla ilerleme kaydetmesi halinde kredi notunun yeniden artabileceği değerlendirmesinde bulundu.

Ayrıca, raporda, hükümetin 2025 yıl sonu için hedeflediği %17 enflasyon oranı yerine, ücret artışlarının 2024 yılı için tahmin edilen %44’lük enflasyon oranına göre belirlenmesinin enflasyonla mücadelede bir risk oluşturabileceği belirtildi. Ücret artış oranının bu iki uç değer arasında belirlenmesinin beklendiği, ancak %30’un üzerinde bir artışın enflasyonla mücadele sürecini uzatabileceği ifade edildi.

Raporda, Türkiye’de 2028 yılına kadar herhangi bir seçim planlanmadığı için kademeli maliye ve gelir politikaları aracılığıyla talebi ve enflasyonu düşürmeye yönelik politikalar için bir alan bulunduğu da vurgulandı.

Özel tüketim oranlarının yavaşlamasının ise ekonomiyi soğutma sürecinde merkezi bir rol oynayacağına işaret eden S&P, Türkiye ekonomisinin reel büyüme hızının 2025’te %2,3 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyor. Raporda ayrıca, sıkı para politikalarının sürdürülmesinin tasarruf oranlarını artıracağı ve bunun sonucunda dolarizasyondaki azalmanın enflasyon beklentilerini de olumlu yönde etkileyeceği ifade edildi.

S&P'nin yanı sıra Fitch Ratings ve Moody's gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye’nin makroekonomik politikalarında son dönemde yaşanan değişiklikler neticesinde ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. S&P, Mayıs ayında kredi notunu bir kademe artırmışken, Fitch, Eylül ayında Türkiye’nin notunu "BB-" seviyesine çıkardı. Moody’s ise Temmuz ayında iki kademe artış yaparak Türkiye’nin kredi notunu "B3"ten "B1"e yükseltti.

Bu gelişmeler, Türkiye'nin ekonomik reform çabalarının uluslararası finansal kuruluşlar tarafından da karşılık bulduğunu ve bu adımların ülkenin finansal istikrarını güçlendirme potansiyelini yansıttığını gösteriyor.