Ahmet Ünlü, bugünkü köşe yazısında üniversitelerde yaşanan kişiye özel ilanlarla öğretim üyesi alımlarına dikkat çekti. YÖK'ün buradaki suistimali önlemek için özel yönetmelik çıkardığını hatırlatan Ünlü, ancak üniversitelerin bu yönetmeliği dikkate almadığına vurgu yaptı. 

Ünlü yazısında şu ifadeleri kullandı; “Son günlerde üniversitelerin kişiye özel ilanları gündemden düşmüyor. İlanlar dikkatlice incelendiğinde kişiye özel ilanların rutin hale geldiği görülmektedir. Öyle ki bazı ilanlarda sadece alınacak akademisyenin sadece adına yer verilmediğine şahit oluyoruz. Halbuki yıllar önce YÖK bu konuyu gündemine almış ve kişiye özel ilanları engellemeye yönelik düzenleme yapmıştı.

KİŞİYE ÖZEL İLANLARIN SONA ERDİRİLDİĞİ DUYURULMUŞTU!

YÖK’ün internet sitesinde yer alan bilgilere göre bazı akademik kadro alımlarında yaşanan durumlardan rahatsız olunduğu ifade edilmişti. Hala bu yazı YÖK’ün internet sitesinde yer almaktadır. Bu rahatsızlık sonucunda yönetmelikte gerekli düzenleme yapılarak kişiye özel ilanların sona erdirildiği duyurulmuştu.

BİLİM YUVASI ÜNİVERSİTELERDE KİŞİYE ÖZEL İLANLAR DEVAM EDİYOR!

YÖK tarafından internet sitesinde yayımlanan yazıya bakınca kişiye özel ilanların bundan sonra olamayacağını anlıyorsunuz. Ama nafile. Bilim yuvası olan üniversiteler hiçbir kural tanımadan kişiye özel ilanlara devam ediyor. Yayımlanan ilanlar için bir kontrol mekanizması olmayınca kişiye özel ilanlar da kaldığı yerden yönetmelik düzenlemesine rağmen aynen devam ediyor.

Yaşananlar bize YÖK’ün sistem kurmadan yola devam ettiğini gösteriyor. Halbuki kurulacak sistemle üniversitelerin kişiye özel ilanlarının önüne geçilmesi mümkündür. Ancak YÖK’ün izlemeyi çok sevdiği anlaşılıyor. 

Yüksek disiplin kuruluna sevk edilen teğmenler acı gerçekle yüzleşti! Yüksek disiplin kuruluna sevk edilen teğmenler acı gerçekle yüzleşti!

YÖK’ün düzenlemesinde neler yer alıyor?

Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) yapılan yeni düzenlemeye göre, üniversitelerde profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi alım ilanlarında başvuru koşulu olarak, adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacak, ayrıca ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemeyecekti.

Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğine yeni bir madde eklenerek ilana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemeyecekti.

Zira yönetmelikte yapılan değişiklikle genel şartları düzenleyen üçüncü maddeye aynen; “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez.” ifadeleri eklenmişti.

Hatta dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, yeni düzenlemeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda;
“Yeni YÖK olarak ilk kez hayata geçirdikleri YÖK Akademik Kariyer Liyakat Projesi'nin tanıtım toplantısında, bazı akademik kadro alımlarında yaşanan durumlardan rahatsız olduklarını ve bunları engellemeye yönelik düzenlemeler yapacaklarını ifade ettiklerini hatırlatan Saraç, bu kapsamda yükseköğretim kurumlarının akademik kadro istihdamında liyakat ve fırsat eşitliğini artırmak amacıyla Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinde yaptıkları düzenlemenin bugün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini belirtti.

Yaptığımız bu çalışma neticesinde, profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi kadrolarının özel şartlarında adaylara ait tez/uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacak. Ayrıca, ilanın özel koşulunda belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemeyecek. Belirli bir adayı tanımlayan özel şartların öğretim üyesi alımlarındaki atama ilanlarında yazılmasını engellemeyi hedefleyen ve fırsat eşitliğini, rekabet ve kaliteyi önceleyen bu düzenlememizin yükseköğretimimiz ve akademisyen adaylarımız açısından hayırlı olmasını dilerim..."ifadelerini kullanmıştı.

BİR ARPA BOYU YOL ALINAMADI!

Gelinen noktada ise bir arpa boyu yol alınamadığı anlaşılıyor. Ortada açık bir düzenleme olmasına rağmen Yönetmelikteki değişikliğin üniversitelerce dikkate alınmaması anlaşılabilir bir durum değildir. Kaldı ki yapılan işlemler bilerek ve istenerek yapılmaktadır.

Mevzuat gereği kasten bir mevzuatın uygulanmamasının çok ciddi disiplin yaptırımı bulunmaktadır. Anlaşılan o ki kasten yönetmelik hükümlerini uygulamayanlar başlarına hiçbir şey gelmeyeceğinden o kadar eminler ki hız kesmeden şahsa özel ilana çıkmaktan çekinmiyorlar. Ne diyelim şahsa özel ilana çıkanları sıygaya çekecek bir Molla Kasım gelir diye beklemekten başka çaremiz kalmadı.”