TÜRK-İŞ tarafından bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlaması Bursa'da yapıldı.

Kutlama programına TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay'ın yanı sıra 35 sendikanın genel başkanları katıldı. Konfederasyona bağlı sendikaların üyeleri, Nilüfer ilçesindeki Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda toplanarak kortej oluşturdu. Bulvarda yaklaşık 500 metre boyunca yapılan yürüyüşün ardından etkinliğin düzenleneceği "Hastane Alanı"na gelen işçiler, slogan atıp halay çekti.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, alandaki açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, her zaman emekten ve işçiden yana olduklarını söyledi.

“İşçiler çalışma hayatının merkezidir. İşçinin emeği her yerdedir”diye konuşan Atalay konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kıdem Tazminatını gündeme getirirseniz genel grev yaparız”

“Oturduğunuz evde, bindiğiniz arabada, temiz sokaklarda, yediğiniz ekmekte işçi var. Her yerde emeği olan işçiler çoğu zaman hak ettiğini alamaz. Kıt kanaat hayatını sürdürmeye devam eder. Cefa çeker, ancak sefası çok azdır. Sendikalı örgütlenmeden mahrum kalır. Örgütlenme mücadelesini verir. Bu durum çok uzun sürer. Bu, benim ülkemde gerçek olan bir tablodur. Her alanda bedel ödemeye devam ediyoruz.

Vergiyle ilgili 12 ay çalışıyoruz. Bir senede bir bölüm arkadaşımız 10, bir bölüm arkadaşımız 11 ay maaş alıyor. Bu adil değil, bu sürdürülebilir bir tablo değil. Bu doğru değil. Bir an evvel düzeltilmeli. Ekim ayında kanun meclise gelene kadar her alanda olacağız. Sendikalarla bu mücadeleyi vermezsek, temsil ettiğimiz insanlar ekonomik yönden, vergi üzerinden bedel ödemeye devam eder. Bu vergi ile ilgili 4 ay evvel Türk-İş genel kurulunu yaptık. Aldığımız kararlardan bir tanesi, kıdem tazminatını ülke gündemine getirirseniz genel grev yapacağız. Aynen aynı noktadayız. Bir adım geri yapmayız. Allah şahidimdir, Türkiye’yi durdururuz. Otururuz kalkmayız bir daha”.

“İşçi istediği sendikaya üye olsun”

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile göreve gelen yeni belediye başkanlarına da seslenen Atalay, “İşçi istediği takımı tutmakta serbest. 1 sene evvel seçim oldu, tablo başka. 1 ay evvel seçim oldu, tablo başka. Gelen belediye başkanlarına hayırlı olsun. Ama işçinin örgütlenmesiyle ilgili, işçinin örgütlenmesine, belediye karışmasın, siyaset karışmasın, patron karışmasın, müdürler karışmasın. ‘O bizim sendikamız, o bize yakın’. Onun adı sendika olmaz, naylon sendika olur. İstediği yere işçi gitsin. İstediği yere üye olsun” ifadelerini kullandı.

“İşçi Anayasası ihtiyacımız var”

Yeni anayasanın günlerdir konuşulduğunu belirten Başkan Atalay, “Yeni anayasa yapılır mı? Yapılmaz mı? bilmem. Ama TÜRK-İŞ’in, sendikaların bir talebi var. Yeni anayasanın adını bırakın. İşçiyle ilgili yeni bir anayasa düzenlemeye bizim ihtiyacımız var. Bu sistemle bu gemiyi götürmemiz. Mahkemeye gidiyorsun. Örgütleniyorsun. Bin kişilik iş yerinde, 970 kişiyi üye yapıyorsun. Mahkeme yedi sene sürüyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Onun için işçilerin anayasaya, yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu yeni bir anayasada yasal düzenleme yapılmadığı müddetçe biz bu sorunları, problemleri, bu kürsüler anlatmaya devam ederiz. Onun için taleplerimizin başında. Anayasası geliyor. Bir an evvel çıksın” şeklinde konuştu.

İşçilerin çalışma hayatının merkezinde yer aldığını belirten Atalay, çalışanlardan alınan vergilerde düzenleme yapılmasını istedi. Bu konuda mücadelelerinin süreceğini aktaran Atalay, "Ekim ayında kanun Meclis'e gelene kadar her sokakta her alanda olacağız. Hep beraber bu mücadeleyi vermezsek temsil ettiğimiz insanlar ekonomik yönden, vergi üzerinden bedel ödemeye devam eder." dedi.

Konuşmasında enflasyona da değinen Atalay, şunları söyledi:

“Ekonomik sıkıntı birinci sıkıntımız”

“4 ay evvel günden başkaydı, bugün gündem başka. Vergiyi konuşuyorduk, taşeronu konuşuyorduk. Bütün sıkıntıları gündeme getiriyorduk. Ama 4 aydır temmuz ve ağustos ayındaki enflasyon, ülkeyi darmaduman etti. Kamu 40 senedir özel sektör dahil, belediyeler dahil, ücrette önde giden kurumların başında geliyordu. Maalesef öyle bir noktaya geldik ki asgari ücret düzeyine yakın bir ücret alıyoruz. Bu kabul edilebilir bir tablo değil, bu sürdürülebilir bir düzen değil. Bununla ilgili ocak ayında sözleşmeler başlıyor. Sendikalar, işçi ne dediyse onu yerine getirmek mecburiyetindeyiz. Eylemse eylem, grevse grev. Sendikalar size soracaklar, ona göre yol yürüyeceksiniz. Onun için bu ülkede yarım asırdır biz aynı sorunları anlatmaya devam ediyoruz. Ekonomik sıkıntı birinci sıkıntımız. Vergi, taşeron, asgari ücret, örgütlenme, staj mağdurlarının meselesi, EYT'de problemi olan arkadaşlarımız, bunlar bu ülkenin meselesi, bizim meselemiz, sizin meseleniz.”

Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Arslan: Verginin kazanca göre belirlendiği bir model oluşturulmalı Arslan: Verginin kazanca göre belirlendiği bir model oluşturulmalı

“Alın Bu Parayla 10 Gün Geçinin Görelim”

“Gündemde asgari ücret var. Televizyonlar, gazeteler soruyor, asgari ücrete zam var mı? Bu sene asgari ücret görüşmelerinde 5 tane üyenin 4 tanesi asgari ücretli. Tanımadığımız işçi, karayolu işçisi var, AVM işçisi var, sağlık işçisi var, enerji işçisi var. Bu kararı onlar verdi. Dediler ki bize, ‘Yılda 2 kere olsun, 18 bin lira olsun. Bunu imzalamayın’. Gittik devlet başkanına, cumhurbaşkanına dedik ‘Bu asgari ücret senede 2 kere olmuyorsa, 18 bin lira olmuyorsa biz bu meselede yokuz’. Şimdi yine aynı noktadayız.

Enflasyon öyle bir noktada ki küpün altı akıyor. Yukarıdan istediği kadar doldur, 1 ay hükmü var. Ondan sonra hükmü kalmıyor. Hem asgari ücrete zam yapılmalı hem enflasyon durdurulmalı. Bu kimin için geçerli, çalışan işçiler için geçerli, emekli için geçerli, asgari ücretin için geçerli. Ülkede 10 milyon 378 bin civarında işçi emeklisi var. Bunların yüzde 70’i, 10 bin lira para alıyor. 10 bin lirayla, 17 bin lirayla 10 gün geçinemezsin. Bu parayı bize verenlere sormak lazım, alın bu parayla bir 10 gün geçinin görelim. Cambaz olsanız bu meseleyi çözemezsiniz.”

Atalay, yaklaşık 670 bin çalışanın taşerondan kadroya geçtiğini ifade etti.

Şu anda 100 bine yakın taşeron işçisinin kadro beklediğini dile getiren Atalay, bu konunun da çözüme kavuşturulması gerektiğini anlattı.

TÜRK-İŞ olarak gelecek yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü İstanbul'da kutlayacaklarını duyuran Atalay, şöyle konuştu:

“Bu ülkede nefes alıyoruz, bu topraklarda beraber geziyoruz. Bu ülkede yaşayanların, bu ülkede nefes alanların bayrakla problemi olmayacak, Atatürk'le problemi olmayacak, İstiklal Marşı'yla ilgili problemi olmayacak, devlet başkanıyla ilgili problemi olmayacak, emekliyle ilgili problemi olmayacak, kadınla ilgili problemi olmayacak, engelliyle ilgili problemi olmayacak. Bu ülkede yaşıyorsa bu saydıklarıma uymak mecburiyetindeler. Onun için vatan varsa, ülke varsa sendika var, parti var, dernek var, oda var ama vatan yoksa görüyorsunuz Suriyelilerin durumunu. Onun için TÜRK-İŞ, Türkiye'den yana olma yolculuğunu devam ettirecek, işçiden yana olma yolculuğunu devam ettirecek.”

Atalay, işçi kökenli milletvekili sayısının artması için çaba göstereceklerini sözlerine ekledi.

Etkinlikte katılımcılar, çalınan müzik eşliğinde oynadı.

Kutlamaya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, siyasi partilerin temsilcileri, TÜRK-İŞ'e bağlı 35 sendikanın genel başkanları ile çok sayıda işçi katıldı.