Yılsonuna doğru yaklaşırken asgari ücret tartışmaları da alevlendi. 2025 yılı için belirlenecek asgari ücret zammı Aralık ayında yapılacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları sonrasında belli olacak. Ancak son günlerde birbiri ardına yapılan açıklamalarla süreç bu yıl erken başladı.
IMF VE MB’DEN ASGARİ ÜCRETİ BASKILAMA ÖNERİSİ
Önce IMF'den 'Enflasyon artar, zam düşük olmalı' uyarısı geldi. Asgari ücretteki yüksek oranlı artışların enflasyon beklentilerini olumsuz etkileyebileceğini belirten IMF Türkiye misyonu Başkanı Jim VValsh, “1 Ocak'ta yapılacak asgari ücret artışı, geçen yıl olduğu gibi enflasyonun ciddi şekilde yükselmesine yol açacak bir artış olmamalı” tavsiyesinde bulundu. Ardından, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, 2025 yılı para politikasını oluştururken asgari ücret artış düzeyini de değerlendirmeye alacaklarını ifade ederek, yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağını belirtti.
2025 ENFLASYON BEKLENTİLERİ GERÇEKLEŞİR Mİ?
Reuters anketine göre, enflasyonun 2025 sonunda yüzde 25'e düşmesi bekleniyor. IMF de Türkiye'de enflasyonu gelecek yılın sonunda yüzde 24 seviyesinde bekliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise 2025'in sonunda enflasyonu yüzde 20'nin altına indirebileceklerini söylemişti. Fakat bu beklentiler ne kadar gerçekleşecek, bilinmiyor.
Öngörülen artışın gerçekleşen enflasyon yerine, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan, beklenen enflasyon oranı baz alınarak belirlenmesi planı kaygıları artırıyor.
Kaygıları artıran asıl durumu ise, birbiri ardına yapılan açıklamalara Asgari Ücret Tespit Komisyonundan hala bir karşı açıklamanın gelmemesi oluşturuyor. Bir tarafta asgari ücreti belirleme yetkisi olmayanların ücrete hiza verme çalışmaları diğer tarafta tespit komisyonunun suskunluğu.
İşte sorun da bur’da başlıyor.
KİLİT SORUN: ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU’NUN YAPISI
Asgari Ücret Tespit Komisyonu; işçi, patron ve hükümet yetkililerinin 5’e üye ile temsil edildiği bir yapıdan oluşuyor. Bu eşit bir denklem gibi gözüküyor ancak Hükümet yetkililerinden oluşan 5 kişilik temsilci grubuyla işveren yetkililerinden oluşan diğer 5 kişilik grubun anlaşması durumunda çoğunluk elde edilmekte ve işçi grubunun varlığı, nicel anlamda etkisiz bir duruma düşüyor. Dahası, işçi grubunu temsil eden konfederasyonun toplam çalışanlar arasındaki üye sayısı, Komisyon’un yapısına bakıldığında doğru orantılı gözükmüyor. İşçileri temsilen sadece Türk-İş’in yer aldığı, HAK-İŞ ve DİSK’in olmadığı komisyon, işçilerin asgari ücretin belirlenmesi sürecinde söz, yetki ve karar sahibi olmalarının önünde engeller oluşturuyor.
TEMSİLDE ADALETSİZLİK VAR
Türkiye’de asgari ücretle çalışan oranı yüzde 50 civarında ve sahipsizler. Kendileri adına ne bir rakam belirleme ne de içinde yer almadıkları için komisyonu etkileme gücüne sahip değiller. Sorun politik yahut enflasyon beklentileriyle ilgili değil. Kilit sorunu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun temsilde orantısız ve adaletsiz yapısı oluşturuyor. İçerisinde asgari ücretlilerin olmadığı bir komisyon var ve bu yapısal sorun ne hükümet ne işveren ne de komisyonda rıza üretmekle görevli Türk-İş tarafından gündeme getirilmiyor.
HAK-İŞ BAŞKANI ARSLAN’DAN GERÇEKÇİ YAKLAŞIM
Bu konuda tek gerçekçi yaklaşım, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’dan geliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yapısal değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirten Arslan, problemin asıl kaynağına şöyle dikkat dikkat çekiyor: “Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısına itirazımız var. Komisyonun yapısı hakkaniyetli, adaletli, kapsayıcı ve katılımcı değil.”
‘KOMİSYON GENİŞ KİTLELERİ TEMSİL ETMİYOR’
Komisyonun yapısının demokratik ve katılımcı olmamasından dolayı geniş kitleleri temsil etmediğine işaret eden Arslan, göz ardı edilen bir gerçeğe daha dikkat çekiyor: “Asgari ücret politik ve ekonomik tartışmalara alet edilecek bir konu değildir. Belirlenen asgari ücret aynı zamanda Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesidir. Asgari ücrete endeksli olarak çalışan kesimi de etkiliyor. Oysa komisyonun yapısı geniş kitleleri temsil etmiyor.”
‘ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU’NDA YAPISAL DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMELİ’
Tüm tarafların komisyonda yer almaları ve asgari ücretin bir mutabakatla belirlenmesi gerektiğini belirten Arslan, çözüm olarak ise katılımcılık ve hakkaniyetle temellendirdiği şu öneriyi yapıyor: “Bütün konfederasyonların üye sayısı oranında temsil edildiği, emeklilerin hatta bir kısım sendikasız yapıların da içine dahil edildiği geniş katılımlı bir komisyon oluşturulmalıdır.”
‘ASGARİ ÜCRET TESPİT SÜRECİ ANTİDEMOKRATİKTİR’
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu da asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısının demokratik olmadığını belirtiyor.
Çerkezoğlu, komisyonun yapısına yönelik eleştirilerini şu ifadelerle dile getiriyor: “İşverenlerin ve hükümetin tek taraflı olarak asgari ücret belirleyebildiği bir tespit süreci baştan antidemokratiktir. Asgari ücretin sembolik bir ücret olmaktan çıktığı, ortalama ücret haline geldiği bir ülkede işverenler ve hükümetin tek taraflı olarak ücret belirleyebildiği bir düzen, haktan, hukuktan, adaletten uzaktır."
KOMİSYON RESET EDİLMEDİKÇE “YAŞANABİLİR ÜCRET” HAYALDEN ÖTEYE GEÇMEYECEK
Kendilerini temsil etmeyen komisyonun yapısına asgari ücretliler de tepkili. Hem komisyonda söz hakkı hem de yaşanabilir bir ücret istiyorlar. Ancak Asgari Ücret Tespit Komisyonu mevcut haliyle devam ettiği müddetçe, asgari ücretliler için “yaşanabilir ücret” bir hayalden öteye geçmeyecek. 4 kişilik bir ailenin asgari ihtiyaçlarını karşılayacak bir ücret olması gereken asgari ücretin, tek işçinin bile zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyen bir yoksulluk ücreti olma niteliği değişmeyecek.