Öğretmenlik Meslek Kanununa göre okul müdürü nasıl belirlenecek? Öğretmenlik Meslek Kanununa göre okul müdürü nasıl belirlenecek?

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bayram tatili sonrasında Eğitim Sendikaları Genel Başkanları ile bir toplantı yapacağını duyurmuştu. Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası Genel Başkanı Deniz Ezer, yemek davetini reddettiklerini ve bunu ilk açıklayan sendika olduklarını belirtti.

Deniz Ezer’in yazılı açıklaması şöyle:

“Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tüm sendika başkanlarını 24 Haziran 2024 tarihinde Ankara'da yapılacak yemeğe davet etmiştir. Eğitimde yaşanan problemleri çözmek yerine ideolojik hedefler doğrultusunda eğitimi şekillendirmeye çalışan, eğitimi sermayeye, cemaat ve tarikatlara teslim eden söz konusu Milli Eğitim Bakanı'dır. Eğitimde yaşanan sorunların, okullarda ve müfredatta yaşanan gerici yaklaşımların, anti laik uygulamaların, uluslararası alanda itibarsızlaştırılan eğitim sisteminin temel nedeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in ısrarcı politikalarıdır. Aynı bakan cemaat ve tarikatların etkisiyle eğitimde din referanslı bir süreci dayatmış, ÇEDES projesi gibi karanlık ve gerici bir projeyi dayatmaya devam etmektedir.

ÖĞRETMENİN FONLANDIĞINI SÖYLEYEN BİR BAKAN VAR

Eğitimin içeriği boşaltılmış, bilimsel konular yerine din merkezli konular getirilerek bilimden arındırılmış bir müfredat oluşturulmuş; felsefe, sanat gibi dersler azaltılarak yerine din ağırlıklı dersler getirilmiş, fiili olarak gerici eğitim uygulanmaya başlanmıştır . Öte yandan öğretmeni itibarsızlaştıran Öğretmenlik Meslek Kanunu adı altında öğretmeni küçük düşüren uygulamalarda ısrarcı olan, ‘Öğretmen Akademisi’ gibi ögretmeni biat eden ve iktidarın istediği öğretmen profiline sokmaya çalışan yine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'dir. Daha düne kadar öğretmenin emeğini yok sayarak kabul edilmeyecek bir üslupla öğretmenin fonlandığını söyleyerek öğretmene bakış açısını gösteren bir bakan söz konusudur.

Bugün geldiğimiz son durum ögretmenin ve eğitim emekçilerinin yoksulluk sınırı altında üstelik güvencesizleştirilerek yaşamaya mahkum edildiği gerçeğidir. Aynı bakan bağlı bulunduğu siyasi partinin seçim beyannamesinde mülakatı kaldıracağız demesine rağmen atamada mülakatı, dolayısıyla torpili dayatmıştır. Eğitim sisteminin durumu eğitimin gitgide daha kötü hale geldiği, tarikatların yüzünün güldüğü halkın ve halk çocuklarının ise geleceksizleştirildiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Bütün bunlar varken öneri ve görüşlerimizi görmezden gelen, yapılan eleştirilere siyasi diyen hatta soruşturmalarla sindirmeye çalısan MEB'in davetine katılarak bu yapılanları meşru göstermeyeceğiz. Bu yemek daveti sendika başkanlarının konuşmadığı bakanın yaptıklarının meşrulaşacağı yemek olacaktır. Buna izin vermeyeceğiz, yapılanları hiçbir şey olmamış gibi meşru göstermeyeceğiz. Talebimiz; ulusal basın önünde bakanın ve sendikaların katılımıyla eğitimin ayrıntısıyla tartışılmasıdır. Biz hazırız. Onun dışında bakanın bu yemek davetini kabul etmiyoruz ve kendisini kamusal, parasız, bilimsel, laik eğitimi ve anayasayı savunmaya davet ediyoruz.”