Eylemde konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, alım gücünün aşağı doğru baskılandığı bir süreçten geçtiklerini belirterek, çalışanların enflasyona ezdirilmeyeceği yolundaki sözlerin askıya alındığını söyledi.
Yalçın yaptığı konuşmada; “Enflasyona ezdirmeyeceğiz sözünün askıya alındığı, sahanın beklentilerinin arttığı, sahaya yönelik yapılanların ise azaldığı bir dönemdeyiz. Bu yüzden bugün bu durumu haykırmak, sesimizi duyurmak için; kamu görevlilerine reva görülen yüzde 11,54 zamma karşı “Gelirimiz Artmıyor, Aldığımız ise Yetmiyor” diyerek Hazine ve Maliye Bakanlığının önünde eylemdeyiz. Yıllık enflasyon yüzde 44,38 olarak gerçekleşti. Hepimiz hissedilen enflasyonun, açıklanan enflasyon ile yakından uzaktan ilişkisinin olmadığını biliyor ve yaşayarak görüyoruz. Sabit gelirlilerin; kira, elektrik, doğalgaz, gıda ve diğer zorunlu harcamalardan oluşan sepetinin; açıklanan enflasyonla uyuşması mümkün değil. Enflasyonu, elektrik faturasının ödendiği yere değil faturayı ödeyene sormak gerek. Yumurta fiyatını, reyondaki etikete değil yumurtayı alan emekçiye sormak gerek. 1 yılda doğalgaz yüzde 60, elektrik ve akaryakıt yüzde 40, Market-Pazar enflasyonu ise en az yüzde 100 artmış durumda. Yılbaşından itibaren ekmeğe yüzde 25 zam geldi. Kiralar ise en az yüzde 60 yükselecek. Sabit gelirlilerin yaşadığı darlığı yüzde 44 olarak yorumlamak bu yüzden mümkün değil. Hayatın içinde yaşayan ve bu süreçte birçok zorlukla karşılaşan sabit gelirlilerin tamamı; ne enflasyon rakamına anlam verebiliyor, ne de yüzde 11,54 maaş artışını hazmedebiliyor.” ifadelerini kullandı.
Yalçın konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu yüzden imza atmadık, işverenin de hakemin de kararına şerh düştük. Kamu görevlileri ve emeklileri enflasyona ezdirilmesin, maaşları enflasyon farkı değil masa belirlesin dedik. ‘Hakemin görevi piyasanın gerçeğini görmek’ dedik. ‘Hakemin kararı, ismiyle uyumlu olsun’ dedik. ‘Yanlışa dur diyebilsin, haksızlığı gidersin’ dedik. Maalesef Hakem, karar mekanizması gibi değil de noter mekanizması gibi çalıştı. Duyuyor, görüyor fakat algılamıyor, adil sonuca etki edemiyor. Kararı ise, milyonlarca kamu görevlisini ve ailesini mağdur ediyor. Bu yüzden bugün burada, toplu sözleşmede imzamız yok, reva görülene rızamız yok diyoruz. Hakem’in Kararı; 2024’te kamu görevlisi ve emeklisini enflasyona ezdirdi, 2025’te de ezdirecek. Memur-Sen olarak, 2025’in ilk dönemi için teklif ettiğimiz %15 + %10 Refah Payı verilseydi; ne bu tartışma gündeme gelecekti ne de kamu görevlileri meydandan sesini yükseltecekti. Maliye tarafının bürokratları tutturmuşlar bir hayal, onun peşinde gidiyorlar. Neymiş efendim zamları az verirsek, sabit gelirliyi baskılarsak enflasyonu düşürürüz diyorlar. Altını çize çize ısrarla söyledik. Enflasyon çok hızlı yükselir fakat bu kadar kısa sürede düşmez dedik. Maliye Bakanı’na ve kamu işverenine sesleniyorum; Türkiye büyürken, güçlenirken, küresel ölçekte artık çok daha fazla söz sahibiyken, küçük hesapların peşine düşmeyin. Bu kadar büyük işler başarırken, kamu görevlilerimizi mağdur konumuna düşürmeyin.”