Diyarbakır’ın DEM Partili Bağlar Belediyesi, belediyenin basın biriminde çalışan 30 yıllık gazeteci Saffet Azbay’ı uzmanlık alanıyla ilgisi olmayan parke taşı ve temizlik işine görevlendirdi. Azbay için birim amirlerine ‘ezin’ talimatı veren belediye yönetimi bununla da yetinmeyerek önce hakkında disiplin soruşturması açtı sonra işten uzaklaştırma cezası verdi.

Emekhaber’e konuşan Azbay, “Rızıkla terbiye etmek istiyorlar” dedi.

‘İSTİFAYA ZORLAMAK İÇİN HER TÜRLÜ MOBBİNGİ UYGULADILAR’

Avrupa'da maaşların en düşük olduğu ülke 8 bin 968 dolar ile Türkiye Avrupa'da maaşların en düşük olduğu ülke 8 bin 968 dolar ile Türkiye

31 Mart yerel seçimlerinde Belediye yönetiminin değişmesinin ardından doğal olarak bir görev değişikliği beklediğini ancak mobbing ile karşılaştığını belirten Azbay, şöyle konuştu:

“30 yıldan beri yazılı ve görsel medyada gazetecilik yapıyorum. Kamuoyunda bilinen, herkes tarafından ve özellikle de spor dünyasında sevilen biriyim. 2019 yılında belediyenin basın biriminde işe başladım. Hiç bir makam ve mevkim olmadı. Emeği ve mücadelesiyle öne çıkan biriyim. Belediyede de böyle oldu. Hiç kimse ile sorun yaşamadım, kimseye kötü davranmadım. Zaten inancım gereği bunu yapmam. Ama benim de hassas noktalarım var. Vatan, bayrak konusunda hassasım. Milli ve manevi değerlere sonuna kadar bağlıyım. Bunlar benim için her şeyden önce gelir. Çünkü bizim buradan başka vatanımız, devletimiz yok. Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras bu olacak. Ben açıkçası bir görev ve yer değişikliği bekledim. Bunlar normal şeyler çünkü her gelen yönetim basın gibi önemli bir birimde kendi ekibiyle çalışmak ister. Ama bunlar zulüm yaptı, hem de anormal bir şeklide. Rencide etmek, istifaya zorlamak için her türlü mobbingi uyguladılar.”

Azbay Resim 3

‘1 AYDA 4 KEZ İŞİMİ DEĞİŞTİRDİLER’

Azbay, yaşadığı süreci şöyle anlattı: “80 günlük yasal izin hakkım vardı, onca talebime, eşim ve çocuğum hasta olmasına rağmen vermediler. Parke taşı işine verdiler. Bizi 45 derece güneşin altında çalıştırdılar. Ben şeker hastasıyım. Bunu bile bile ölüme terk etmek istediler. Orada da her türlü mobinge maruz bırakıldık. Belediye çalışanı olmayan, hiç bir yetkisi bulunmayan birilerini başımıza dikip baskı uyguladılar. Onlardan biri her gün benim resimlerimi çekip bir yerlere atıyordu. 1 ayda tam 4 kez işimi değiştirdiler. Parke taşı ve temizlik işlerine verdiler. Sesimi çıkarmadım, çalıştım.

‘KARINCANIN HAKKINI VEREN ALLAH BİZİ Mİ RIZIKSIZ BIRAKACAK'

Azbay, disiplin soruşturmasına giden süreçle ilgili de şunları söyledi:

“Gazeteci olduğum için meslektaşlarım bana yapılan zulmü haber yaptı. Türkiye'de bir anda gündem oldum. İnanılmaz bir destek geldi. Hiç tanımadığım insanlar paylaşım yaptı, tepki gösterdi. Bunu beklemiyorlardı, rahatsız olup bu defa akla hayale gelmeyecek gerekçelerle disiplin soruşturması başlattılar. Amaç yeni bir gözdağı. Buna karşı da pes etmedim ve savunmamda bunu dile getirdim. Hukuksuz bir şekilde 3 ay ücretsiz uzaklaştırma cezası verdiler. Yani rızıkla terbiye etmek istiyorlar. Hala anlamamışlar, rızkın yegane kefili Allah'tır. O neyi dilerse o olur. Karıncanın hakkını veren Allah bizi mi rızıksız bırakacak?”

‘YARGI BU ZULME DUR DİYECEK’

Hukuksuz uzaklaştırma cezasından dolayı mahkemeye başvurduklarını belirten Azbay, Hizmet-İş Sendikası avukatları bu konuda gereken her şeyi yaptı ve yapıyor. Türkiye bir hukuk devletidir. Bağımsız yüce Türk yargısına inancımız tamdır. İnşallah yargı bu zulme dur diyecek” dedi.

Azbay Resim 2

‘KENDİLERİNDEN OLMAYANA YAŞAM HAKKI TANIMIYORLAR’

Bunca zulmün yanında bir de tehditlere maruz kaldığını belirten Azbay, şunları kaydetti: “Emniyet çağırdı ve dikkati olmam konusunda uyardı. Sosyal medyada hedef gösteriyorlar. Amaç sindirmek. Çünkü onların bam teline dokundum. Herkes gibi benim de biat edeceğimi düşündüler ama ben tam tersini yaptım. Bundan sonra da bedeli ne olursa olsun, ucu nereye ve kime dokunursa dokunsun geri adım atmayacağım. Ben 30 yıl bu memlekete hizmet ettim. Bunun karşılığı bu olmamalıydı. Ben bunu hak etmedim. Kendilerinden olmayanlara yaşama hakkı, hatta nefes hakkı bile vermek istemiyorlar. Onlar istedikleri kadar zulüm yapsın, tehdit etsin. Ben hiç bir şeklide hukuk dışına çıkmayacağım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk içinde kalacağım. Bana destek veren bürokrat, politikacı ve sivil toplum örgütlerimize teşekkür ediyorum.”