Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türkiye iş Kurumu'nun işsizliğin azaltılması amacıyla kamuda yarı zamanlı çalışmayı öngören işgücü Uyum Programı için başvurular sürerken, Çalışma Ekonomisi Uzmanı Dr. Murat Özveri, bu program ile statüsü belirli olmayan, güvencesiz iş gücü oluşacağına işaret etti.

HAK-İŞ Başkanı Arslan: Emekli maaşlarını yüzde 50 artırmak mümkün HAK-İŞ Başkanı Arslan: Emekli maaşlarını yüzde 50 artırmak mümkün

TOPLU SÖZLEŞME HAKKINA SAHİP DEĞİLLER’

Anka’ya değerlendirmede bulunan Özveri, şunları kaydetti: “Bu program kapsamında işe alınanların hukuki statüsü yok. Bunlar aslında işçi ama işçi olmamaları için kavramlarla oynanıyor. Onlara ücret ödenemeyeceği için harçlık adı altında para alacaklar. Çalıştıkları süreler emeklilikte dikkate alınmayacak. Ölüm sigortası açısından dikkate alınmayacak. Sadece hastalık, mesleki hastalık, genel sağlık sigortası primleri yatacak. Toplu sözleşme hakkı gibi hiçbir hakka sahip değiller.

‘10 AYLIK SÖZLEŞMELER UYGULANACAK’

İşgücü Uyum Programı ile kamu yararı gözetilecek alanlarda kamu kurum ve kuruluşlarına yarı zamanlı işçi alınması öngörülüyor. İş Kanunu'nda belirlenen "belirli süreli iş sözleşmeleri" İŞKUR'un bu programıyla 10 aylık sözleşmeler ile devlet dairelerinde de uygulanacak. İŞKUR üzerinden işsizlik başvurusu yapan ve işgücü Uyum Programı'na dahil olan bir kişinin, ilk dört hafta eğitimlere katılarak haftada beş gün, daha sonra da haftada üç gün çalışması öngörülüyor. işgücü Uyum Programı en fazla 10 ay olacak şekilde planlandı. Kişilere 10 ay içinde günlük 566 lira olacak şekilde ödeme yapılacak. Aylık ödemesi ise yaklaşık 8 bin lira olacak. Programın uygulanması için kamu yararı gözetilmesi şartı konuldu. Kamu yararı içeren uygulamalar arasında engelli, yaşlı ve hasta bakımı, çocuk bakımı, tarımsal üretim ve hayvancılık faaliyetleri, geri dönüşüm faaliyetleri, parkların korunması gibi faaliyetler yer aldı.

‘GELİRİ EN DÜŞÜK ÇALIŞAN GRUBU OLUŞACAK VE BÜYÜYECEK’

Kamu yararı olan faaliyetlere baktığımızda engelli bakımı, geri dönüşüm görüyoruz. Bunların eğitiminin nasıl verileceği de bir sorun, işsizlere meslek öğreten ve gelir elde eden bir program tam anlamıyla yanlış değildir ancak bu program dünya genelinde öyle bir uygulama doğuruyor ki onlara bir meslek sağlamadığı gibi sosyal statüsü en düşük işleri yapmaya mahkum ediyor. Ayrıca iş güvencesinin de söz konusu olmadığı bir politika. Geliri en düşük çalışan grubu oluşacak ve büyüyecek."