Memur-Sen bünyesinde faaliyet gösteren Memur-Sen Engelliler Komisyonu, hayata geçirilmesi planlanan vergi düzenlemelerinin; dar ve sabit gelirli bireyler üzerinden planlanması ve aynı zamanda engelli bireylere tanınan hakların, muafiyetlerin ve istisnaların kapsamının daraltılması sonucu oluşabilecek sosyal maliyete ve engelli bireylerin yaşayacağı olumsuzluklara dair yazılı açıklamada bulundu.

Memur-Sen Engelliler Komisyonu başta engelli kamu görevlileri olmak üzere bütün engelli bireylerin; sosyal, kültürel ve ekonomik hayata tam, etkin ve eşit katılımını gerçekleştirmek, çalışma hayatındaki sorunlarını çözüme kavuşturmak, ekonomik zorluklar karşısında fırsat eşitliğini sağlamak ve toplumsal katkılarını geliştirmek üzere yazılı bir açıklama yaptı.

HAKLAR DARALTILMAMALI

“Kaynakların etkin kullanılması, tasarrufların artırılması, israfın engellenmesi ve kamu bütçesine adil ve makul katkının sağlanması hem devletimizin hem de toplumun bütün bireylerinin asli sorumluluk alanında olduğunun bilincindeyiz. Fakat hayata geçirilmesi planlanan vergi düzenlemelerinin; dar ve sabit gelirli bireyler üzerinden planlanması ve aynı zamanda engelli bireylere tanınan hakların, muafiyetlerin ve istisnaların kapsamının daraltılması sosyal maliyet oluşturacak, engelli bireyleri olumsuz etkileyecektir.” İfadelerine yer verilen açıklamada şu hususların altı çizildi:

“Yazılı ve görsel medya organlarında sıkça yer alan vergi paketinin içerisinde;

• Taşıt alımında 5 yılda bir defa olan ÖTV muafiyet süresinin 10 yıla çıkartılması,

MESS kapsamında 4 işyerinde, işverenden işçiye yüzde 30 zam dayatması! MESS kapsamında 4 işyerinde, işverenden işçiye yüzde 30 zam dayatması!

• Taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi,

• ÖTV Kanunundaki istisnanın kaldırılması, teşvikin sosyal yardım şeklinde yapılması (Engellilerin gelir durumları ve alınacak taşıtların yerli olması vb. kriterler esas alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından nakit destek verilmesi),

gibi değişikliklerin üzerinde durulduğu ifade edilmektedir.

Ülkemizin yaşamakta olduğu ekonomik kriz döneminde vergi gelirini arttırmak için planlanan yasa tasarısında engellilerin haklarına yönelik tıraşlamaların yer alması Anayasa’nın 5’inci maddesine, 10’uncu maddesine, 61’inci maddesine ve tarafı olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesine aykırılık teşkil etmektedir.

ENGELLİ BİREYLER MALİ BİR YÜK OLARAK GÖRÜLMEMELİ

Engelli bireylerin mali bir yük olarak görülmesinin yerine, sosyal hayata katılımı eşit hale getirecek tedbirlerin alınması ve işgücü potansiyellerinden yararlanmak gerektiğini vurgulamak isteriz. Engelli bireyler tarafından beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere taşıtların ilk iktisabında ÖTV'den müstesna olması, engelli bireylerin sosyal hayata tam, etkin ve eşit bir şekilde katılımını desteklemek ile birlikte görünür ve görünmez giderleri çok daha fazla olan engelli bireylere ekonomik olarak bir nebze katkı sağlamaktadır. Aksi durumda sosyal hayata, eğitime ve istihdam imkânlarına erişemeyen engelli bireyler bir ömür boyu sosyal yardımlara muhtaç duruma gelebilecektir.

Son yirmi yıllık süreçte, devletimizin engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik adımlarını kıymetli buluyoruz. Türkiye’nin büyük ve güçlü devlet olduğunu biliyor, bu güçlü yapısıyla engelli bireylerin haklarını koruma ve geliştirme noktasında örnek bir duruş sergilemeye devam edeceğine inanıyoruz.

Devlet büyüklerimizden, engelli bireyleri ve ailelerini olumsuz etkileyecek, sosyal hayata olumsuz yansımaları olacak ve sosyal maliyet üretecek düzenlemelerin yapılmamasını talep ediyor, engelli bireyler üzerinde alınacak kararların sosyal paydaşlığın ve ortaklığın etkin kullanılarak hayata geçirilmesini bekliyoruz.”