HABER MERKEZİ / Atalay, işçilerin rızık için mücadele ettiğini dile getirerek, "Zor şartlarda görev yaparken ekonomik sıkıntı olduğu zaman dünyanın her yerinde bedeli çalışanlar, emekliler, dar ve sabit gelirliler ödüyor. Bu ülke, vatan hepimizin. Türkiye yoksa, vatanın yoksa ne parti, ne dernek, ne oda, ne de sendika var, hiçbir şey yok. Onun için bu ülkede beraber yaşamak mecburiyetindeyiz." şeklinde konuştu.

Tarım-İş Sendikası'nın ilişkide oldukları bürokratlara hediye kol saati tartışmalara neden oldu! Tarım-İş Sendikası'nın ilişkide oldukları bürokratlara hediye kol saati tartışmalara neden oldu!

Asgari ücretin esas özel sektörü ilgilendirdiğini belirten Atalay, "Bundan 10 sene önce ülkenin yüzde 10'ydu asgari ücretli, şu anda neredeyse ülkenin yarısı asgari ücretle çalışıyor, geçim ücreti oldu. 'Bir daha burada yokuz' dedim çünkü orada bir yetkin, sayın yok. İşverenle hükümet oturuyor, istediği rakamı açıklıyor. Bu sene oraya katılmadık. Bizim rakamla arasında uçurum var" ifadesini kullandı.

Atalay, Covid-19'dan beri stokçuluk yapan, çocuk bezini, suyu saklayan esnafların bulunduğunu kaydederek, "Geçmişte alışveriş merkezleri kasiyer, deposunda çalışacak, vitrin düzeltecek işçi alırdı. Şimdi etiket düzeltecek işçi alıyorlar yani haftada bir etiket yapıyorlar. Bu merhametli bir iş değil. Para cezasından bunlar anlamazlar, bunlara hapis cezası vermediğin müddetçe bunlar bu yanlış, kötü işleri yapmaya devam ederler" diye konuştu. Atalay, kamu işçisi, asgari ücretli, emekli, dar ve sabit gelirlinin memnun olmadığını ifade ederek, bir an evvel insanlara nefes aldıracak yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.