Türkiye Kamu-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü İzmir'de düzenlediği mitingle kutladı.

Konak ilçesindeki Cumhuriyet Bulvarı'nda bir araya gelen Türkiye Kamu-Sen üyeleri pankartlar açtı, sloganlar attı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programa katılan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı.

Ülkede tüm kesimlerin yüreğinin mutlu, huzurlu ve refah içinde bir Türkiye için attığını belirten Kahveci, "Bugün, güvencesiz ve kuralsız çalışmanın yaygınlaştığı, yoksulluğun çalışanları dahi esir aldığı, maaşların gıda harcamasına bile yetmediği bir dönemi yaşıyoruz. Biz hem bu sorunlarla hem de adına sendika diyen ama sorunlar karşısında kafasını kuma gömen oluşumlarla mücadele etmek zorundayız." diye konuştu.

Kahveci, hayat pahalılığının cep yaktığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bugün ortalama memur maaşı bütün ödemeler dahil edildiğinde 37 bin lira dolayında, 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları aylık 60 bin liraya dayandı. Yani memur 2 ay çalışınca ancak bir ayını kurtarabiliyor. Buradan yetkililere sesleniyorum, böyle bir hayat mümkün müdür? Böyle bir hayat memurlarımıza reva mıdır? İki gün sonra nisan enflasyonu da açıklanacak ve enflasyon rakamının üzerine eklenecek."

Kahveci, tüm çalışanların maaşlarının reel olarak yükseltilmesi ve alım gücünün artırılması için çalışacaklarını anlattı.

Türkiye Yüzyılı'nı inşa edecek olanların memurlar olduğunu belirten Kahveci, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında devleti Türkiye Yüzyılı hedefine taşıyacak yetkinliğe sahip bir kamu çalışanı görmeyi arzuladıklarını dile getirdi.

Kahveci, milli birlik ve beraberlik için bütün azimleriyle çalışacaklarını söyleyerek, "Huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz. İstihdamın korunmasını, geliştirilmesini ve işsizliğin önlenmesini istiyoruz. Taleplerimizi dile getirmenin, sorunları gündeme taşımanın en önemli araçlarından birisi olarak da böyle önemli günleri görüyoruz." dedi.

Türk Kurtuluş hareketinin haksızlığa, hukuksuzluğa, katliama karşı verilen onurlu bir mücadele olarak bütün mazlum milletlere örnek olduğunun altını çizen Kahveci, bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan işgaller, katliamlar ve insanlık adına vahşete, Türk Milleti’nin haksızlığa sessiz kalmayacağını söyledi. “Akan masum kanına, haksızlıklara ve adaletsizliklere sessiz kalırsak kanımız kurusun. Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Ortadoğu’da öldürülen bebeklere, katledilen insanlığa sessiz kalırsak kanımız kurusun.” Diye konuşan Kahveci  başta İsrail ve onun destekçisi ülkeler olmak üzere katliamlara, soykırıma, vahşete göz yuman tüm ülkelere lanet okuyarak mazlumun yanında, zalimin karşısında olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Tasarruf paketi çalışanların sendikal kazanımlarını yok ediyor Tasarruf paketi çalışanların sendikal kazanımlarını yok ediyor

Kahveci şöyle konuştu:

“İstiklal mücadelemizin ilk ateşinin yakıldığı, hürriyet sevdamızın, bağımsızlık hareketine dönüştüğü ve sonunda muhteşem zaferle taçlandığı Güzel İzmir’imizdeyiz.  Bu anlamlı buluşmaya, kurtuluşumuza vesile olacak bir sürecin başlangıcı olması dileklerimizle, en temel insani ve demokratik haklarımızı haykırmaya geldik.  Toplumun her alanında adalet talebimizi duyurmaya geldik. Türk milleti olarak bir ve bütün olduğumuzu bir kere daha dost düşman herkese göstermeye geldik. İşçi, memur, emekli, işsiz her kesimden insanımızın yüreği, mutlu, huzurlu ve refah içinde bir Türkiye için atıyor. 

Bugün, güvencesiz ve kuralsız çalışmanın yaygınlaştığı, yoksulluğun çalışanları dahi esir aldığı, maaşların gıda harcamasına bile yetmediği bir dönemi yaşıyoruz.  Biz hem bu sorunlarla hem de adına sendika diyen ama sorunlar karşısında kafasını kuma gömen oluşumlarla mücadele etmek zorundayız.  Enflasyonda OECD ülkeleri içinde en ön sıradayız. Kamuda bizden olan olmayan ayrımı çalışma barışını bozuyor, verimi düşürüyor, umutlarımızı köreltiyor.”

Birinci dereceye gelen tüm kamu görevlilerine 3600 ek gösterge sözü verildiğini hatırlatan Kahveci, tüm memurların ek gösterge beklentisinin olduğunu, Ek gösterge adaletsizliği yüzünden emekliliğin kabusa dönüştüğünü vurguladı. 

“Emeklilik çalışanların korku tüneli oldu”

İlave ek ödeme adı altında ucube bir sistemin varlığından söz eden Kamu-Sen Başkanı Önder Kahveci, “Bugün 12 bin TL olan bu ödeme emekli maaşı hesabına sayılmayınca emeklilik adeta çalışanların korku tüneli oldu. Bu gibi politikalar nedeniyle memur emeklileri ülkemizdeki en mağdur kesimlerinden biri haline geldi.  Bugün en düşük dereceden maaş alan bir memurun maaşının yaklaşık yüzde 60’ı emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesabına dahil edilmemektedir. Böyle bir durum sosyal sigorta ilkeleri ile de uyuşmamakta, memurlarımız çalışırken aldıkları maaşın yüzde 40’ı kadar emekli maaşına hak kazanabilmektedir. Emekli maaşı hesabına dahil olmayan miktar büyüdükçe, emeklilikteki adaletsizlik de katlanarak büyümektedir. Emekliliğe yansımayan her ödeme daha düşük emekli maaşı, daha fazla yoksulluk, daha fazla adaletsizlik demektir.” diye konuştu.

Her ekonomik sıkıntının faturasının çalışanlara çıkartıldığını kaydeden Kahveci konuşmasından satır başları şu şekilde: 

“İş bulmak bir dert, çalışmak bir dert”

“Kurumlar arasındaki ücret adaletsizliği almış başını gidiyor. Maaşlar açıklanan enflasyon kadar artıyor; gerçek enflasyon karşısında eriyor. Bu duruma sessiz kalamayız. Eğitim sistemindeki sıkıntıları söylemeyecek miyiz? Atanamayan öğretmenin, atanamayan sağlık personelinin sesi olmayacak mıyız? Elbette mücadele edeceğiz; milletimizin derdi ile dertleneceğiz. Adına sendika diyen ama sendikacılıktan nasibini almamış birileri, gününü gün etmekle meşgulken maaşından daha fazla ev kirası ödeyen memurumuzla dertlenmeyecek miyiz? Bu ülkede iş bulmanın bir dert, çalışmanın ayrı bir dert olduğunu biliyor, sorunların çözülmesini istiyoruz. Performansa dayalı maaş sistemi ile sağlık çalışanlarını, KİT çalışanlarını, Demiryolu, PTT çalışanlarını huzursuz ediyor. 

Sağlığımızı, hayatımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarının iş yoğunluğu her geçen gün biraz daha artıyor, çalışanlarımıza yönelik şiddet sarmalı devam ediyor. Sağlık çalışanlarımız, öğretmenlerimiz, postacılarımız, zabıtalarımız sokak ortasında, kurumlarında,  iş yerlerinde, görevleri başında darp ediliyor. Böyle bir vandallığa izin veremeyiz!.

“Hayat pahalılığı cebimizi yakıyor”

Sorunlar yalnızca eğitimde, sağlıkta mı? Büroda, ulaşımda, imarda, enerjide, tarım-orman işlerinde, kültür-sanat alanında, yerel yönetimlerde, haberleşme, diyanet çalışanları, hangi alana bakarsak orada bir sorunla karşılaşıyoruz. Enflasyon aldı başını gidiyor. Hayat pahalılığı hepimizin cebini yakıyor. 

Resmi enflasyon yıllık %68,5; ama gıda enflasyonu daha da fazla %71.  Rakamlar ortadayken, enflasyon farkı hariç tutulduğunda memur maaşlarına yapılacak toplam zam 2024 için %26,5; 2025 için %11,3  olarak belirlendi. Yani 2 yıl için memura yapılacak zam bir yıllık enflasyonu bile karşılamıyor. 

Bugün ortalama memur maaşı bütün ödemeler dahil edildiğinde 37 bin TL dolayında, 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları aylık 60 bin liraya dayandı. Yani memur 2 ay çalışınca ancak bir ayını kurtarabiliyor. Buradan yetkililere sesleniyorum; böyle bir hayat mümkün müdür? Böyle bir hayat memurlarımıza reva mıdır? İki gün sonra nisan enflasyonu da açıklanacak ve enflasyon rakamının üzerine eklenecek. Cebimizdeki delik, mutfağımızdaki yangın daha da büyüyecek. 

“3600 Ek Gösterge Sorunu Çözülmelidir”

Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının söz verdiği üzere 1. dereceye gelmiş bütün kamu görevlilerinin ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi için çalışacağız. Memurlarımız, artan kira ve gıda harcamaları başta olmak üzere yaşamın giderek zorlaştığı özellikle büyükşehirlerde görev almak istemiyor, görev yapanlar büyük ekonomik zorluklarla karşılaşıyorlar. Bu bakımdan kamu çalışanlarımızın ihtiyaçlarına ve sosyal durumlarına uygun olarak sosyal yardımların yenilenmesi, etkin bir yapı içinde kira, yol, yemek, giyecek ve eğitim yardımlarını kapsayan, etkili bir sosyal yardım sistemi oluşturulması için her türlü çabayı göstereceğiz.    

“Mülakat Kaldırılmalı, Yardımcı Hizmetlilere Müjde Verilmeli” 

Cumhurbaşkanımızın sözünün hayata geçirilmesini, kamuda mülakatın kaldırılarak, kamu görevlilerinin atama ve yükselmelerinde adaletli ve hakkaniyetli bir yapının kurulmasını arzu ediyoruz.  Yardımcı hizmetler sınıfı personelimizin beklentilerinin daha fazla ötelenmesine izin vermeyeceğiz.  Tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılması yoluyla, emeklilerimizin kendileri ve ailelerine yetecek düzeyde bir maaş alması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kamuda bayram ikramiyesi alamayan tek kesim olan memurlarımızın da bu haktan faydalanmasını mutlaka ama mutlaka sağlayacağız. 

“Yeni Bir Kamu Personel Rejimi İçin Çalışıyoruz”

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının Türk ve Türkiye Yüzyılı olmasına ilişkin ulvi bir mefkuremiz var. Türk Yüzyılını inşa edecek olanlar hiç kuşkusuz ki, sizlersiniz; Türk memurlarıdır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Devletimizi Türk Yüzyılı hedefimize taşıyacak yetkinliğe sahip bir kamu çalışanı görmek arzusundayız. Bu hedefe ulaşmak için Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yaraşır, kadrolu ve güvenceli istihdama dayalı, yeni bir kamu personel sistemi için çalışacağız. Enflasyon kadar zam çıkmazından kurtulmak istiyoruz.  Adil bir gelir dağılımı istiyoruz. “Nimette de külfette de adalet olsun” diyoruz. 

Coşku ve heyecanın bir an olsun dinmediği 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mitingi,  Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu'nun tüm katılımcılarla hep bir ağızdan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinin okunmasıyla tamamlandı.