Türkiye Veteriner Hekimler Merkez Birliği Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan'dan dikkat çeken açıklamalar.
İŞTE MURAT ARSLAN'IN AÇIKLAMALARI
Bugün, 9 Mart 1954 yılında kurulan TVHB’nin 70. kuruluş yıldönümünü kutlamak , Veteriner hekimliğin geçmişteki güçlü zamanları ile pasifize edilen mevcut halini vebunun toplumsal olumsuz sonuçlarını,siz basınımızın değerli temsilcileri aracılığı ile yerel seçimler öncesinde;Cumhurbaşkanlığına, hükümete, belediye başkan adaylarına, milletvekillerine ve halkımıza duyurabilmek için toplandık.
Veteriner hekimlik, Ülkemizde 182 yıldır bilimsel eğitim-öğretimle hayvan sağlığı, refahı, güvenli ve yeterli gıda ile toplum sağlığı için çalışan veteriner hekimlerin yetiştiği en kadim ve stratejik mesleklerden biridir.
Tüm uluslararası otoritelerve bilimsel çalışmalar, önümüzdeki yıllarda salgınlar, gıda kıtlığı, biyoterör, antibiyotik direnci, iklim değişikliği gibi küresel ölçekli sorunlarladaha çok karşılaşacağımızı üstüne basa basa ifade etmektedirler.Biz veteriner hekimler de ülkemiz için aynı kaygıları taşıyor, etkisizleştirilmiş hayvan sağlığı hizmetlerinin sadece veteriner hekimlerin mesleki sorunu olmadığını, esasen hayvancılığın, tarımın, ekonominin, koruyucu hekimlik ve toplum sağlığının zarar görmesi olduğunu biliyor, tarihten gelen sorumluluğumuzla yetkilileri ve kamuoyunu uyarmak istiyoruz.
Veteriner hekimler Cumhuriyetimizin 100 yıllık gelişimine izi asla silinemez katkılar vermişledir. Nitekim, 1900’lü yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan ve başaçıkılamayan ‘’sığır vebası’’ hastalığına karşı ülkemizdeki veteriner hekimler ürettikleri serumlarla o günün tankları sayılan sığırlarla savaşın seyrini değiştirmişlerdir. Bu başarı karşısında, Mareşal Fevzi Çakmak, "Eğer Türk Veteriner Hekimleri olmasaydı istiklalimizi kazanamayacaktık" demiştir.
“Kök hücre tedavisi” dünyanın gelişmiş ülkelerinden önce bu topraklarda yetişmiş bir veteriner hekim olanOrd.Prof.Dr.Süreyya Tahsin Aygün tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Yine aynı veteriner hekim sayesinde,birçok ülkede bebeklerin engelli doğmasına neden olan “Thalidomid” yurdumuza sokulmamış muhtemel bir facia önlenmiştir.
21. yüzyıla gelindiğinde bile hala ölümlere neden olan kuduz hastalığı için; 1885’te Pasteur ile çalışmaya giden 3 kişilik ekipteki hekimlerden birinin veteriner hekim olması,Veteriner tıbbın eğitim, yetki ve sorumluluklarının geçmişte de iyi bilindiğini göstermektedir.
Günümüzde ise etkisizleştirilmiş bir hayvan sağlığı hizmeti, özlük hakları ve bazı alanlarda yetkileri elinden alınmış ya da paylaştırılmış bir veteriner hekimlik mesleğielimizde kalmıştır maalesef.
O zaman hep beraber şu sorunun cevabını bulmaya çalışalım;Cumhuriyetin 100 yılı boyuncasalgınların önlenmesi, halk sağlığının korunması, halkımızın yeterli ve sağlıklı hayvansal gıda tüketmesinin adeta sigortası olan veteriner hekimlerin pasifleştirilmesi, görevleri dışındaki alanlarda çalıştırılması,çalışanlarının ve emeklilerine uygulanan ayrımcılık, neye hizmet etmektedir?
Elbette ki, yapılan bu ayrımcılığı rutin mevzuat değişiklikleri, meslekler arası çatışmalar ya da uygulanan genel politikaların bir yansıması olarak görmek büyük bir yanılgı olacaktır.
Bu olsa olsa; bu ülkemizi ticari pazar olarak gören uluslararası gıda kartellerinin uyguladıkları planlarla açıklanabilir.
Çünkü planları yapanlar biliyorlar ki; Bu ülkenin veteriner hekimlerialdıkları eğitim sayesindebu haksız ve ölçüsüz çarkın karşısında ülkesinin çıkarlarının ve toplum sağlığının tarafında durmaktadırlar!
Peki bu yıpratılma, yok sayılma süreci nasıl işletildi? İlk olarak, Veteriner hekimliğive hayvan sağlığı hizmetlerini güçlendirmek için anayasaya uygun olarak, Cenevre Sözleşmesi gereğince kurulan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ile bağlı il ve ilçe teşkilatları 1984 yılında kapatıldı.
Ardından hayvan sağlığı üzerine eğitimi ve bilgisi olmayan kişilerin bu alanlarda çalışmasının önü açıldı. Bu şekilde koruyucu hekimliğin ve hayvancılığımızın darbe alması için tüm şartlarsağlanmış oldu. Bununla da yetinilmedi. Fakülte sayısı arttırılarak en zorlu eğitimlerden biri olan veteriner hekimlik eğitimi değersizleştirildi, çalışanların ücret ve özlük hakları açısından eşdeğer mesleklerle aralarında uçurumlar oluşturuldu. Yüksek pirim ödeyen emeklilerin maaşları, benzer mesleklerin neredeyse yarısına düşürüldü.
Kanunlarımız gereği sağlık sınıfı olan veteriner hekimler, ikincil mevzuatlarla bu sınıftan çıkarıldı, sağlık çalışanları ve emeklilerine yapılan tüm iyileştirmelerin dışında tutuldular. Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamına alınmayan veteriner hekimler şiddetin adeta kucağına itildiler. Hayvan sağlığının, koruyucu hekimlik hizmetlerinin büyük bölümü, tedavi edici hizmetlerin tamamı konusunda sorumluluk verilen serbest veteriner hekimler yetki ve güvenlikten yoksun şekilde çalıştıkları yetmezmiş gibi, sahada uygulanamaz olduğu ispatlanmış e-reçete gibi mevzuatlarla ağır para ceza cezaları ile karşı karşıya bırakıldılar.
Gelinen noktada, veteriner hekimlik mesleği ciddi zarar görmüş, yeni mezunlar geleceklerini yurt dışında aramak zorunda bırakılmışlardır. Ancak en büyük zararı hayvancılığımız, ekonomimiz, toplum sağlığı, eti, sütü fahiş fiyata alan vatandaşımız görmüştür.
Son yıllarda tartışma konusu olan sahipsiz hayvanlar da aslında veteriner hekimliği hizmetlerinin etkisizleştirilmesinin bir sonucudur. Güvenli gıda, vektör mücadelesi ile çevre sağlığı görevleri de olan yerel yönetimler, veteriner hekimliği sadece kısırlaştırmaya indirgeyerek Veteriner İşleri Müdürlükleri kurmaktan kaçınmışlardır.
TVHB’in 70. Kuruluş yıldönümünde yediden yetmişe herkesi tekrar uyarmak istiyoruz.Yukarıda bahsettiğimiz sorunlara bir an önce önlem alınamazsa çözümü giderek zorlaşacaktır. Çözümün en temel adımları ise Uluslararası Cenevre Sözleşmesi’ne (3245 sayılı kanun) uygun olarak, doğrudan bir bakana bağlı ve taşra örgütlenmesi olan “Veteriner Hekimlik Hizmetleri Yetkili Otoritesi”nin oluşturulması ve Veteriner hekimlerin sağlık çalışanıolduğu gerçeğinin uygulamaya konularak özlük haklarının verilmesidir. Taleplerimiz, dayanağını yürürlükteki mevzuattan ve anayasamızın eşitlik ilkesinden alan haklı taleplerdir.
TVHB olarak kuruluşumuzun 70. Yılında kamuoyunu bilgilendirme görevimizi sürdüreceğimizi, mesleki mücadelemizi tüm sivil toplum örgütlerimiz ve meslektaşlarımızla birlikte daha da büyüteceğimizitekrar ifade ediyoruz. Bu amaçla önümüzdeki süreçte daha fazla sahada olacak, gerekirse iş bırakacak, sesimiz duyuluncaya, haklarımız iade edilinceye kadar; öğrencilerimiz, meslektaşlarımız ve emekli meslektaşlarımız ile birlikte çalışacağız.Bu haklı mücadelemizde; 7’den 70’e tüm halkımızdan yanımızda olmalarını, hayvan ve çevre sağlığı içinbüyük önem arz eden veteriner hekimlik mesleğinin yok olmasına seyirci kalmamalarını bekliyoruz.
Meslek örgütü tarihimize69. Yılımız,6 Şubat depremleri nedeniyle “DAYANIŞMA YILI” olarak geçmişti. Veteriner hekimlerin sorunlarının esasen toplumun sağlık sorunu olduğunu bilerek, 70.yılımızın “MÜCADELE YILI” olarak geçeceğini basına ve kamuoyuna saygı ile duyururuz.
İTHAL ET KONUSUNDA SON DAKİKA AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları, sizlere mesleğimizin sorunlarını anlatmaya çalıştım önce, sizler de çok iyi biliyorsunuz ki akademik mesleklerin sorunları sadece o mesleğin mensuplarını ilgilendirmez, asıl olarak toplumu ilgilendirir, çünkü bu meslekler kamusal görevleri olan mesleklerdir, tıpkı sizin mesleğiniz gibi.
Size yukarıda anlattığım sorunların bir sonucu olarak mesleğimizin serbest hekimlik alanında daralmalar başlamıştır, büyükbaş hekimleri kliniklerini kapatmaya başladılar bir süredir. Bu şu anlama gelir, kırsaldaki aile işletmeleri bir süre sonra hayvan sağlığı hizmetlerine ulaşamayacaklar.
2010’lu yıllardan beri ithalat artmış durumda, önce piyasayı düzenlemek için başlatılan ithalat şu anda ihtiyaçtan devam etmektedir. Son birkaç yıldır dişi hayvanlar, hatta bir dönem gebe hayvanlar bile kesildi, bunun nedeni yetiştiricinin artan maliyetleri karşılayamamasıdır. Bugün hayvan sayımız düşmüş, ete ihtiyacımız artmış durumdadır.
- 2010-2024 yılları arasında 11 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithalatı yapıldı
- 2024 için ayrılan destekleme 91 milyar Türk Lirası ve bunun 19 Milyar lirası hayvancılık için ayrıldı.
- Ocak ayı içinde bile 500 milyon dolarlık bir ithalat yapıldı
Üzülerek söylüyorum, Bir süre sonra öyle görünüyor ki paramız olsa da hayvansal gıdaya ulaşmak zorlaşacak. Şu anda yüksek fiyatlar ve ekonomik nedenlerle hayvansal gıdaya ulaşılamıyor ve özellikle çocukların fiziksel ve bilişsel gelişimi için hayvansal protein son derece önemli.
İşte bu nedenle bile kamuda veteriner hekimliği hizmetlerini güçlendirmek istiyoruz, bu nedenle hayvancılık politikalarında yetişmiş veteriner hekimlerimizin sözü olsun istiyoruz, veteriner hekimlik için verdiğimiz mücadelenin hayvan sağlığı hizmetleri için olduğunun, yani toplumsal sonuçları da olduğunun anlaşılmasını istiyoruz.