HABER MERKEZİ / Yunus Emre Enstitüsündeki yolsuzluk iddialarının basına yansımasından sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında hummalı bir çalışma başladığı iddia ediliyor. Bakanlık daha önce böyle yoğun bir çalışmaya herhalde hiçbir zaman şahit olmamıştır. Haberin çıktığı akşam başlayan çalışma gecenin geç saatlerine kadar sürmüş. Bakanlıkta birçok katın ışıklarının gece boyunca yanmaya devam ettiği iddia edildi.

Gönül isterdi ki bu mesai vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına yönelik planlamalar için olsaydı. Maalesef sayın Bakanın birçok farklı kamu kurumundan getirdiği ve Bakanlığın görev alanı ile ciddi bir bilgileri bulunmayan bürokratlar daha sağlıklı bir toplum ya da dezavantajlı kesimlere daha iyi hizmet etmek için değil öğleden sonra basına yansıyan yolsuzluk iddialarını nasıl görünmez kılabiliriz sorusuna cevap aramak için mesai yaptıkları iddia ediliyor.

Aslında 26 Aralık günü her şey iyi başlamıştı. Aile ve Sosyal hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş Anadolu Ajansı’nda ailenin korunmasına yönelik yeni düzenlemeleri anlattığı geniş bir mülakat veriyordu. Tabii ki bu düzenlemelerin çok önemli düzenlemeler olduğunu söylemek mümkün, bu anlamda Bakanlığın aileyi ve toplumu koruma çabalarına destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak nüfus artış hızının tarihte görülmeyen düşük bir seviyeye düşmesinden boşanma oranlarındaki artışa kadar toplumsal yapımızda meydana gelen bozulmaların bugünden yarına bir süreçte meydana gelmediğini biliyoruz.

Burada sorgulamamız gereken esas soru başta sayın Bakan olmak üzere bu sorumluluğu üstünde taşıyan yöneticilerin şu ana kadar neler yapmış olduğu. Sayın Cumhurbaşkanının aile ve toplum konularına nasıl bir hassasiyetle yaklaştığı hepimizin malumu. Hal böyleyken Sayın Bakan Anadolu Ajansına verdiği mülakatta yeni düzenlemeleri sayın Cumhurbaşkanının konuya verdiği önemi de vurgulayarak uzun uzun anlattı. Tabii ki toplum bu hale gelene kadar ne yaptınız diye kimse sormadı.

Şu ana kadar anlattıklarımız konumuz açısından tali mevzular. Yazımızın konusu 26 Aralık gecesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal medya mesaisi. Yunus Emre Enstitüsünün Başkan Yardımcısı olarak görev yapmakta olan Rahmi Göktaş’ın, sahte faturalar ve yöntemler kullanılarak önemli yolsuzluklar yapıldığı gerekçesiyle diğer yöneticilerle birlikte istifaya zorlandığı iddiası gündeme bomba gibi düştü.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı Yayımlandı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı Yayımlandı

Haberin basına yansımasıyla birlikte Bakanlıkta ciddi bir telaş başlamış. Üst düzey yöneticilerin son derece gergin haller yaşadığı ifade ediliyor.

Haberin yayınlanması sonrasında, sosyal medyada bir kişi ya da bir konu ile ilgili çıkacak olumsuz haberleri gizlemek böyle haberlerin geniş sitelere ulaşmasını engellemek için kullanılan bir yönteme başvurulduğu belirtiliyor.

Sosyal medya türlerine havale edildi ve sabaha kadar Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın Anadolu Ajansı’nda yaptığı mülakatlardan kısa videolar paylaşıldı. Bir çok sosyal medya hesabı kullanılarak üç farklı video aynı hesaplardan birden fazla bir şekilde paylaşıldı.

Böylece Yunus Emre Enstitüsü’nde yaşandığı iddia edilen skandalın sosyal medyada yayılmaya başlamasının önüne geçmeye çalışıldı.

Peki bundan sonra ne olacak ya da şöyle soralım ne olmalı? Olayın ortaya çıkmasından itibaren iki gün geçti. Ancak konu ile ilgili henüz resmi açıklama yapılmadı. Şu ana kadar Kültür ve Turizm Bakanlığından, Yunus Emre Enstitüsünden ya da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş tarafından iddiaların yalan olduğuna dair herhangi bir açıklama yapılmadı.

Yolsuzluk haberlerinin medyaya düşmesi ile birlikte iddiaların odağında adı geçen Rahmi Göktaş sosyal medya hesabını kilitledi. İddialara İlişkin herhangi bir yalanlama yapılmaması ve Rahmi Göktaş’ın sosyal medya hesaplarını kilitlemesi iddiaların doğruluk payının yüksek olduğunu düşündürüyor. Şuan ivedilikle iddiaların yalan olduğuna dair bir açıklama bekliyoruz.

Son olarak şunu sormak istiyoruz. Sabaha kadar sosyal medyada mesai yapıldı ve yüzlerce hesap benzer paylaşımlar yaptı. Bu tür çalışmalar elbette belli bir ücret karşılığında yapılıyor. Genel bütçede sosyal medya operasyonları için öngörülmüş bir bütçe olmadığına göre 26 Aralık gecesi yolsuzluk iddiasının sosyal medyada yayılmasını engellemek için yapılan operasyonun maliyeti nasıl ve nereden karşılandı?