HABER MERKEZİ / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. Okan Güray Bülbül, Türk-İş Sosyal Güvenlik Uzmanı Barış İyiaydın ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Nergis Şimşek tarafından kaleme alınan ‘İşçilerin Emeklilik Sürecinde Karşılaştığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ kitapçığında, kıdem tazminatı hakkında merak edilen konular ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Kıdem tazminatının doğuşu, işçi için anlamı, süreç içinde yapılan değişiklikler ile kıdem tazminatının mevcut durumu ele alındı.

İşte dikkat çeken başlıklar...

KIDEM TAZMİNATININ İŞÇİ AÇISINDAN ÖNEMİ!

Kıdem tazminatı, ekonomik ve sosyal açıdan işverene karşı zayıf durumda olan isçinin korunması amacını taşımaktadır. Uzun yıllar işverene karşı emeğini sunan isçinin, işverenden alacağı olan kıdem tazminatı aynı zamanda işverenin haksız bir şekilde isçiyi işten çıkarmasının da teminatıdır. Bu çerçevede kıdem tazminatının birkaç fonksiyonu bulunmaktadır.

Kıdem tazminatı isçiler için; işverenin fesihlerinde iş kaybına karşı koruma fonksiyonu üstlenmektedir. Diğer yandan işsizlik durumunda isçinin gelir kaybına karşı da kıdem tazminatı devreye girmektedir. Son olarak kıdem tazminatı isçilerin aynı işverene bağlı olarak uzun süreli çalışmasını teşvik etmekte ve bu bağlamda işyerinde işçinin sadakatle çalışmasını da sağlamaktadır.

Buna karşılık askerlik, evlilik, emekliliğe hak kazanma ve emeklilik için yaş dışındaki diğer şartlar sağlanması durumlarında kıdem tazminatı uzun süre aynı işverene bağlı olarak çalışmanın mükâfatı olarak ortaya çıkmaktadır.

Kıdem tazminatı, hukuki niteliğinin yanında çok önemli sosyal fonksiyonları olan bir kurumdur. İş hukukuna özgü bir tazminat olarak hukuken ifade edilebilecek kıdem tazminatı, bu tanımının çok ötesinde anlamlar taşımaktadır. 

Çelik Işçileri

KIDEM TAZMİNATI YILLAR İÇİNDE NASIL ERİDİ? 

Türkiye’de 1936 yılında hayata geçen kıdem tazminatı süreç içerisinde değişim geçirmiştir. Ancak bu değişim ne yazık ki işçi lehine olmamıştır.

1936 yılında; 3008 sayılı İş Kanunu ile çalışma hayatına giren kıdem tazminatı, o dönem beş yıldan fazla kıdemi olan işçilere her bir yıl için on beş günlük ücreti üzerinden ödeniyordu. İşveren tarafından işten çıkarılan işçi için fesih sebebinin kıdem tazminatı açısından bir önemi yoktu. Aynı işverenin farklı işyerlerinde geçmiş sürelerinin tamamı üzerinden kıdem tazminatı hesaplanıyordu.

1950 yılında; beş yıllık kıdem şartı üç yıla indirildi. Fesih sebeplerinde sınırlamaya gidildi. Ancak işçinin yaşlılık aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla istifa etmesi halinde de kıdem tazminatına hak kazanması sağlandı.

1967 yılında; 931 sayılı İş Kanunu ile işverenin, işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeniyle feshi dışındaki tüm fesihler ile işçinin sağlık sebepleri ve işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı ve askerlik nedeniyle feshi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı hüküm altına alındı. Altı aydan fazla sürelerin bir yıla tamamlanacağına yönelik hüküm düzenlendi.

1975 yılında; kıdem tazminatına hak kazandıracak asgari süre 3 yıldan 1 yıla indirildi. Kıdem tazminatı tutarı her 1 yıllığın 15 günlük ücret tutarından 30 günlük ücret tutarına çıkarıldı. Kıdem tazminatı tavanı da ilk kez günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının 7,5 katı olarak getirildi.

1979 yılında; Anayasa Mahkemesi kıdem tazminatı tavanı ile ilgili hükmü Anayasaya aykırı bularak iptal etti. 14 Nisan 1979 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan iptal kararının 14 Nisan 1980’de yürürlüğe girmesi sonrası 12 Eylül 1980’den itibaren iptal edilen düzenlemenin tekrar yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı.

1980 yılında; yeniden asgari ücretin 30 günlük tutarının 7,5 katı olarak kıdem tazminatı tavanı hayata geçirildi. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı hiçe sayıldı. Bununla birlikte kıdem tazminatına gelir vergisinden muafiyet tanındı.

1981 yılında; kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlarda çalışan personelin de kıdem tazminatı tavanına tabi olacağı hüküm altına alındı. 12 Eylül 1980 ile 21 Ekim 1980 arasında ödenecek kıdem tazminatlarının eksik ödenmesi, tam ödenmişse geri alınmaması öngörüldü.

1982 yılında; kıdem tazminatı tavanı, en yüksek devlet memurunun bir hizmet yılı için alacağı emekli ikramiyesi olarak belirlendi.

1983 yılında; zamanında ödenmeyen kıdem tazminatları için ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesi esası getirildi.

Bakan Işıkhan’a göre SGK gelirleri giderlerin yüzde 99,74’ünü karşılıyormuş Bakan Işıkhan’a göre SGK gelirleri giderlerin yüzde 99,74’ünü karşılıyormuş

1999 yılında; emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları sağlayan işçilere kıdem tazminat hakkı tanındı.

KIDEM TAZMİNATINDA 88 YILIN İŞÇİ AÇISINDAN BİLANÇOSU 

Tarihsel süreç içerisinde:

  • Kıdem tazminatına hak kazanmak için işçinin aynı işverene bağlı olarak çalışması gereken asgari süre, 5 yıl ile başlamış ve 1 yıla indirilmiştir.
  • Kıdem tazminatı miktarı her bir yıl için 15 gün ile başlamış, 30 güne çıkarılmıştır.
  • Kıdem tazminatına hak kazandıracak haller, işçinin işveren tarafından işten çıkarıldığı bütün sebepler olarak başlamış, daha sonra işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışlar nedeniyle gerçekleşen fesihler kapsam dışı bırakılmıştır.
  • Kıdem tazminatına hak kazandıracak fesihler işçi açısından askerlik, emeklilik ve toptan ödeme olarak başlamış, emeklilik için yaş dışındaki diğer şartların sağlanması ve kadın işçiler için evlilik durumu eklenerek genişletilmiştir.
  • Kıdem tazminatı tavanı 1975 yılına kadar yokken, tavan önce asgari ücretin aylık tutarının 7,5 katı olarak getirilmiş, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen tavan aynı şekilde tekrar yasallaştırılmış, 1982 yılında kıdem tazminatı tavanı en yüksek devlet memurunun bir hizmet yılı için alacağı emekli ikramiyesi olarak değiştirilerek bugüne kadar uygulanmaya devam edilmiştir.

Sendikalı Işçi

KIDEM TAZMİNATINDA TAVAN UYGULAMASININ TARİHİ GELİŞİMİ!

1975’e kadar Tavan Yok

1975: Asgari ücretin 7,5 katı

1982: En yüksek devlet memurunun bir hizmet yılı için alacağı emekli ikramiyesi

Kıdem tazminatı tavanı, işçinin emeğinin çalınmasına, yoksullaşmasına, işten çıkarıldığında satın alma gücünün korunamamasına neden olmaktadır. İşçi eskiden emekli olurken aldığı kıdem tazminatı ile ev, araba alırdı. Şimdi çocuğuna düğün yapamıyor.

KIDEM TAZMİNATININ İŞÇİDEN GÖTÜRDÜKLERİ

  • Kıdem tazminatı tavanı ilk kez hayata geçirildiği 1975 yılındaki haliyle kalsaydı, bugün işçilerimiz her bir yıl için 41.828,42 TL yerine 150.018,75 TL kıdem tazminatı alabilecekti.
  • 2005 yılında kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 3,37 katıyken, bugün 1,75 katına kadar geriledi.
  • Kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 7,5 katı yerine en yüksek devlet memuruna bir yıl için ödenecek emekli ikramiyesine endekslenince işçinin eline geçen tazminat azalmaya başladı.
  • Asgari ücret 2016 yılından bu yana 15,7 kat artarken, kıdem tazminatı tavanı yalnızca 9,4 kat arttı.
  • Geçtiğimiz yıl seyyanen yapılan 8.077 TL’lik zam kıdem tazminatı tavanına yansıtılmadı, işçi bu nedenle kayıp yaşadı.
  • Kıdem tazminatı tavan ile asgari ücret arasındaki ilişki kesildiği ve memur maaşlarındaki artış, asgari ücretteki artıştan düşük olduğu için işçi kıdem tazminatı açısından kayıp yaşıyor.

Sözün Özü

  • İşçilerin çoğu kıdem tazminatına zaten erişemiyorken, erişebilen örgütlü işçiler için uygulanan tavan, kıdem tazminatını anlamsızlaştırıyor.
  • Kıdem tazminatına erişme sorunu yaşayan işçiler, kıdem tazminatının önemli bir bölümünü "dava sonrası alacağım tazminat kısa dönecek" endişesiyle arabuluculukta bırakıyor.
  • Kıdem tazminatına uygulanan faize ek olarak, işçinin haklı bulunması halinde işverenin tazminattan mahrum bırakma tazminatı ödemesi ve ayrıca sigorta prim ve teşviklerden men edilmesine yönelik düzenleme hayata geçirilmelidir.
  • Kıdem tazminatında tavan tamamen kaldırılmalı ve Anayasa Mahkemesinin kararına geç de olsa uyulmalıdır.