Ancak getirilen aylık tavan tutar hem çok yüksek hem de bazı kurumları kapsamıyor. Özellikle kamunun iştiraklerinden bazıları bu kapsamın dışında kalıyor.

Madde metninde yer alan sermayesinin yarısından fazlasına sahip olunan kurumlardaki görevler yüksek ücret alan birçok bürokratı kapsamın dışında tutmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin düzenlemeyi açıklayan yazısında da konu dile getirilmemiştir.

Madde metninde aynen;

Kazanılmış hak aylığı ve emeklilik keseneğine esas aylıkla ilgili kritik görüş Kazanılmış hak aylığı ve emeklilik keseneğine esas aylıkla ilgili kritik görüş

“10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetveller kapsamındaki kamu idareleri ve bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar, sermayesinin yarısından fazlası tek başına veya birlikte ya da ayrı ayrı doğrudan veya dolaylı olarak kamuya ait olan ortaklıklar, fonlar, döner sermayeler, il özel idareleri, belediyeler, il özel idareleri ve belediyelerin bağlı kuruluşları, kurdukları veya üye oldukları birlikler ile doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler, özelleştirme kapsam ve programında bulunanlardan sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait kuruluşlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen her statüdeki personel ile belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyelerinden; özel veya kamu ayrımı gözetilmeksizin her statüdeki kurum ve kuruluşun yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyeliğinde ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebilir.

Birinci fıkra kapsamındakilere, anılan fıkra kapsamında yürütülen görevler nedeniyle huzur hakkı, ücret, ikramiye gibi her ne ad altında olursa olsun bir ayda yapılabilecek ödemelerin toplam net tutarı, (108.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. İlgililere bu fıkrada belirtilen üst sınıra tabi ödemeler dışında, söz konusu görevler nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir ad altında ayni veya nakdi menfaat sağlanamaz...”

Konuyu bir örnekle açıklayalım ki ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılsın.

5018 sayılı Kanunun ekinde yer alan (I) sayılı cetveldeki bir kamu kurumunda genel müdür olarak görev yapan bir kişi TÜPRAŞ’ta kamu payı % 50 nin altında olduğu için buranın yönetiminde kamuyu temsilen bulunursa tavana tabi olmayacaktır.

Bu genel müdür birinci fıkra kapsamında olduğu için ve TÜPTAŞ’ta madde kapsamında olmadığı için tavana tabi olmayacaktır. Kanuni düzenleme yapılmasının amacı herhalde bu değildi.

Benzer şekilde aynı mahiyetteki başka kurumlarda görev yapanlar da tavana tabi olmayacaktır.