Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası Başkanlar Kurulu’nun Ankara’da yaptığı toplantıda 31 Mart 2024 yerel seçimleri değerlendirildi. Bu kapsamda bir sonuç bildirgesi yayımlayan Kurul, 31 Mart Yerel Seçimler ile pek çok belediyede değişikliklere neden olduğuna vurgu yaparak, “Bu değişiklikler, halkımızın çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne duyduğu inancı ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine bağlılığını ortaya koymuş; değişimin bu yönde kararlılıkla olmasının altını çizmiştir. Halkımız, rantçı belediyeciliğe karşı sosyal politikalara önem veren halkçı belediyeciliği ve kamucu siyaseti tercih ettiğini ortaya koymuştur” tespitini yaptı.
Sonuç bildirgesinde özetle şu noktalar vurgulandı:
Başkanlar Kurulumuz, işine geldiği zaman millet iradesini öne çıkartıp, gelmediği zaman millet iradesini tanımayan, adamına göre adalet uygulayanlara, çoğulcu demokrasilerin temel kuralı olan, “seçimle başa gelenlerin demokratik seçimle gitmesi” ilkesini bir kez daha hatırlatır.
Hükümet “Haftalık çalışma süresi 45 saatten 40 saate indiriliyor” aldatmacasıyla İş Kanunu’nda değişikliği gündeme getirmiştir. Oysa İktidarın yapmak istediği; “güvenceli esnek çalışma” “Uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma” ve “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” uygulamalarını yasalaştırarak dışı tatlı, içi zehir uygulamalarla çalışma hayatında esnek, güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırmaktır. “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” ile yapılmak istenen de kıdem tazminatı hakkını tasfiye ederek emekçilerin kazanılmış haklarını iyice tırpanlamaktır. Emeğin kazanımlarını yok etmeyi amaçlayan esnek çalışma modelleri ile kıdem tazminatının işlevsiz hale getirilmesine yönelik tüm girişimlerin toplumsal barışı bozacağına inanmaktadır. Kurulumuz, kıdem tazminatının fona devredilmesi veya süresinin azaltılması gibi girişimlerde Türk-İş Genel Kurul kararları doğrultusunda sonuç alınıncaya kadar her yolu kullanma kararlılığındadır.
Yüksek enflasyon, servet transferleriyle yaşanan hızlı yoksullaşma ve hayat pahalılığının asıl sebebi, iktidarın sermaye yanlısı emek karşıtı özelleştirmeci, neoliberal politikalarıdır. Enflasyonla mücadelenin, üretimden yana, ücret gelirlerini destekleyecek, alım gücünü yükseltecek ve gelir dağılımı adaletini sağlayacak kapsamlı bir programla mümkün olduğuna inanıyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda Kamu Kurum ve kuruluşlarında çalışan taşeron işçiler kadroya alınmasına rağmen, kamu hizmeti yapan belediye işçileri belediye kadrosuna alınmamıştır. Bu durum Anayasa’nın eşitlik ilkesine, hukuka ve vicdana açıkça aykırıdır.
Ülkemizde tüm ücretliler, gelir dilimi matrahları adil ölçüde belirlenmediği ve güncellenmediği için her yıl ciddi kayba uğruyor. Vergi sisteminin Anayasa’nın 73. maddesindeki maliye politikasının sosyal amacı olan, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı esasına göre yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
Başkanlar Kurulumuz, işçi ve emekçilerin talep ve özlemlerini dile getirdikleri birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs’ın içeriğine uygun kutlanabilmesi için tüm konfederasyonları ortak çalışmalar yapmaya davet ediyoruz.