Devlete bağlı olarak hizmet veren kurum ve kuruluşlar, her sene olduğu gibi bu sene de birçok kişi tarafından yakından takip edilmeye devam ediliyorlar. Milyonlarca vatandaş kendi hayatlarında yaşanan gelişmelere ve açığa çıkan ihtiyaçlarına göre kamu kurum ve kuruluşlarından nasıl hizmetler alabileceklerini merak ediyor.

Devlet kurumları birçok alanda vatandaşlara hizmet vermek ile yükümlülerdir. Gelir durumu iyi olmayan kişiler de devletin çeşitli kurumlarından hak talep edebilirler. Ancak elbette ki hak talebinin karşılık bulabilmesi için bazı şartların sağlanması gerekmektedir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hayata geçirmiş olduğu sosyal yardım modellerinden yararlanmak isteyen ihtiyaç sahipleri için gelir testini şart koşmuştur. Bu kapsamda birçok yardım modeli için hane halkında kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 3’te 1’inden az olması şartı aranmaktadır.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetlerinde de bazı başvuru şartlarının sağlanıyor olması gerekmektedir. Bu kapsamda özellikle ‘hak sahipliği’ kavramını işaret eden kamu kurumu, bu hakka sahip olan kişilere birçok kategori altında hizmet sunmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nda geçen ‘hak sahipliği’ kavramının ne anlama geldiği birçok kişi tarafından merak edilmektedir. ‘Hak sahibi’ denilince akla gelen bazı tanımların Sosyal Güvenlik Kurumu’nda da geçerli olup olmadığı pek çok kişi tarafından arama motorları üzerinden sorgulanmaktadır. Peki, Sosyal Güvenlik Kurumu hak sahipliği tam olarak ne anlama gelir? SGK sisteminde hak sahibi olabilmek için ne yapmak gerekir? İşte konuya dair ayrıntılar…

SGK HAK SAHİPLİĞİ NE ANLAMA GELİR?

SGK hak sahipliği birçok kişi tarafından merak edilen bir kavramdır. Bu kavramın doğru anlaşılması, kamu kurumunun mevcut hizmetlerinden yararlanılabilmesi açısından son derece önemlidir.

‘Hak sahipliği’ denilince toplumda birçok kişi bakmak ile sorumlu olunan kişi tanımını yapmaktadır. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nda bu kavramın tanımı, içeriği bakımından farklıdır. Çünkü ‘bakmak ile sorumlu olunan kişi’ tanımı yalnızca sağlık kategorisi için geçerlidir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’na göre hak sahipliği, ölüm durumu ile bağlantılıdır. Kurumun herhangi bir birimine bağlı iken vefat eden kişinin yakınlarına ilgili kanun doğrultusunda ölüm aylığı bağlanır. Bu ölüm aylığını alan kişilere, ‘hak sahibi’ denmektedir.

SGK’YA GÖRE ÖLEN KİŞİNİN TÜM YAKINLARI HAK SAHİBİ MİDİR?

Cumhur ittifakı ortağı milletvekilinden SGK yönetimine sert eleştiriler! Cumhur ittifakı ortağı milletvekilinden SGK yönetimine sert eleştiriler!

Sosyal Güvenlik Kurumu’nda hak sahipliği kavramı, yasalar ile sabitlenmiştir. 5510 sayılı Kanun kapsamında bir kişinin Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminde hak sahibi olarak kayıtlı bulunabilmesi için bazı şartları sağlıyor olması gerekmektedir. Yani, SGK’da kayıtlı bulunan kişinin vefatı halinde bağlanacak olan ölüm aylığı, kişinin tüm yakınlarını kapsamamaktadır.

SGK’YA GÖRE KİMLER HAK SAHİBİDİR?

Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminde ‘hak sahibi’ olarak kayıtlı olunabilmesi için 5510 sayılı Kanun dahilinde belirlenmiş olan gruplardan birinde yer alınıyor olması gerekmektedir.

5510 sayılı Kanuna göre hak sahibi sayılacak kişiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Dul olup daha önce hiç evlenmemiş olan kız çocukları,
  • 18 yaşından küçük çocuklar ile 25 yaşa kadar olan üniversite öğrencileri,
  • Vefat eden kişi evli değil ise anne ve babası.

SGK ÖLÜM AYLIĞI HAK SAHİPLERİ ARASINDA NASIL BÖLÜŞTÜRÜLÜR?

Üğ

Ölen kişinin çocukları yoksa geride kalan çalışmayan eşe maaşın yüzde 75’i bağlanır. Eğer kalan eş çalışıyor ise maaş bağlanma oranı yüzde 50’ye düşer. Geride eş ile birlikte 1 çocuk kaldıysa bu kez eşe yüzde 60, çocuğa ise yüzde 30 oranında maaş bağlanır. Eğer çocuk sayısı 2 ise bu kez eşin payı yüzde 50, çocukların payı ise yüze 25, yüzde 25 şeklinde olur.