Sosyal güvence, insanların yaşam kalitesini etkileyen en önemli unsurdur. Sosyal güvenlik, gelir durumuna bakılmaksızın toplumun huzurunu ve refahını tehdit eden sosyal risklerin neden olduğu zararlardan korunmayı amaçlar. Bu, primli veya primsiz sistemlerin kullanılmasıyla kişilerin sosyal risklerin zararlarından kurtarılma güvencesini sağlar. Ülkemizde sosyal güvenlik hakkı, Anayasamızın 60. maddesinde "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" hükmüyle açıkça belirtilmiştir. Bu, aslında insan hakkı ve devletin görevidir.

Sosyal güvenlik kavramı, mesleki veya sosyal riskler nedeniyle gelir kaybı yaşayan insanların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için bir sistem olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) göre ise sosyal güvenlik, toplumun üyelerine ekonomik ve sosyal zorluklara karşı koruma, tıbbi bakım ve çocuklu ailelerin desteklenmesi gibi kamusal tedbirlerle sağlanmaktadır. Bu koruma, hastalık, hamilelik, iş kazaları, işsizlik, yaşlılık ve ölüm gibi durumlarda kazanç kaybının etkilerini azaltmayı amaçlamaktadır.

Ülkemizdeki sosyal güvenlik sistemi, sosyal devlet anlayışıyla birlikte sigortacılık prensiplerine dayanmaktadır. Sigortalılara hangi durumlarda ve ne kadar yardım verileceği önceden belirlenmiştir ve uzun ve kısa vadeli sigorta kollarıyla hizmet sunulmaktadır. Sosyal güvenlik sistemi, özel sigortacılıktan farklı olarak birebir fayda/maliyet dengesi gözetilmeden oluşturulmuştur, çünkü sosyal devletin gereği olarak tüm riskler sistem tarafından taşınmaktadır, bu da sosyo-ekonomik ve demografik değişimlerin etkisiyle olmaktadır.

Sigorta sistemimizin finansmanı, primlerin toplanması yoluyla sağlanmaktadır. Aktif sigortalılardan alınan primler, tüm sigortalıların ödemelerini karşılamak için kullanılmaktadır. Bu finansman türü, dağıtım yöntemi olarak adlandırılır ve nesiller arası paylaşım esasına dayanmaktadır.

SGDP nedir, kimlerden kesilmez? SGDP nedir, kimlerden kesilmez?

Ancak, özellikle 2000’li yıllara kadar ülkemizde sosyal güvenlik alanında uzun yıllar mali dengeler gözetilmeden alınan kararlar, sosyal güvenlik sisteminin zayıflamasına yol açmış ve bu durum sağlık ve sigorta hizmetinin yetersiz olmasına neden olmuştur. Zamanla sosyal güvenlik sistemimizde ortaya çıkan finansal ve yapısal sorunlar, reformların kaçınılmaz hale gelmesine sebep olmuştur.

Sosyal güvenlik sistemimiz iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarını kapsayan kısa vadeli sigorta kolları ile, malullük, ölüm ve yaşlılık sigorta kollarını kapsayan uzun vadeli sigorta kollarından oluşmaktadır.

Kısa vadeli sigorta kolları kapsamında sigortalılarımıza ve hak sahiplerine;

Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi,

Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması,

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması,

Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,

Hastalık ve analık sigortasından sigortalıya hastalık veya analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük geçici iş göremezlik ödeneği,

Analık sigortası kapsamında emzirme ödeneği,

Cenaze Ödeneği,

Askerlik ve doğum borçlanması hakları verilmektedir.

Uzun vadeli sigorta kolları kapsamında;

Malullük sigortası kapsamında malullük aylığı,

Yaşlılık sigortası kapsamında yaşlılık aylığı ve toptan ödeme,

Ölüm sigortası kapsamında ölüm aylığı, ölüm toptan ödemesi ve aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği ile cenaze ödeneği verilmektedir.

Genel sağlık sigortası kapsamında ise;

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere finansmanı sağlanan tıbbî ürün ve hizmetlerinin verilmesi,

Genel sağlık sigortalıları ile hak sahiplerinin hastalıklardan korunması amacıyla ilgili kamu idareleriyle kişisel koruyucu sağlık hizmetleri politikalarının tespitine ve etkin bir şekilde uygulanmasına katkı sağlanması,

Genel sağlık sigortalıları ile hak sahiplerini ve işverenleri genel sağlık sigortası mevzuatından doğan hakları ve ödevleri konusunda her türlü iletişim araçları ile bilgilendirilmesi,

hizmetleri verilmektedir.